Sanayi Devrimi sonrasında
başlayıp çeşitli evreler geçiren küreselleşme olgusu, bilgi teknolojilerindeki
gelişmeler ile birlikte özellikle 90’lı yıllarda hız kazanmıştır. Bu süreçte sosyo-kültürel, politik ve iktisadi ilişkiler üzerindeki zaman ve mekân
sınırları kalkmış, işlem maliyetleri azalmak suretiyle iktisadi faaliyet daha
rekabetçi bir alana kanalize olmuştur. Bu çalışmada, İkinci Dünya Savaşı ertesinde bağımsızlıklarını kazanmış
otoriter-baskıcı monarşiler olarak bilinen Bahreyn, Birleşik Arap Emirlikleri,
Katar, Kuveyt, Suudi Arabistan ve Umman’ın, ekonomik rekabet gücü performansı
açısından küresel ekonomik sistem içerisinde nasıl bir konuma sahip oldukları
analiz edilmiştir.
Araştırma, Ortadoğu ülkelerinin temel sosyo-politik
karakteristiğini açıklayan ve literatürde sıklıkla referans verilen “rantiyer
devlet teorisi” etrafında yürütülmüş, bu kapsamda uluslararası ekonomi politikte yaşanan
paradigma değişimleri de dikkate alınmıştır. Körfez
İşbirliği Konseyi üyesi ülkelerin, “kaynakların laneti” olgusundan
uzaklaşabilmek ve fakat aynı düzlemde rantiyer ilişki formlarını da muhafaza
edebilmek maksadıyla modern altyapı sahibi mekânlar, bilgi toplumuna yönelen sektörler,
dinamize edilmiş yerel üstünlükler ve artan faktör verimliliğine dayalı olarak ekonomik
rekabet gücü performanslarını anlamlı ölçüde iyileştirdikleri anlaşılmıştır.
The phenomenon of globalization, which began after the Industrial Revolution and underwent several phases, has gained momentum in the 1990s, especially with advances in information technology. In this process, the boundaries of time and space on socio-cultural, political and economic relations have been gone and economic activity has been channeled into a more competitive field by reducing transaction costs. In this study, it will be analyzed how Bahrain, United Arab Emirates, Qatar, Kuwait, Saudi Arabia and Oman, known as authoritarian-oppressive
monarchies that gained their independence in the Second World War, have a place in the global economic system in terms of economic competitiveness performance. The research has been conducted around the “rentier state theory”, which explains the basic socio-political character of the Middle Eastern countries and is frequently referred to in the literature, and paradigm shifts in international political economy will be considered in this context. It has been understood that GCC member countries significantly improve their economic competitiveness performance
based on modern infrastructure, sectors oriented to the information society, dynamical local supremacy and increased factor productivity in order to be able to move away from the “curse of resources” and retain the ranting relationship forms on the same plane.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Makaleler |
Authors | |
Publication Date | June 30, 2018 |
Acceptance Date | December 18, 2017 |
Published in Issue | Year 2018 Volume: 5 Issue: 1 |
The published articles in TJMES are licensed under a
Creative Commons Attribution-NonCommercial 4.0 International License