Çalışmanın amacı, insanlığın kültürel ve düşünsel gelişimi boyunca tartışmalı yerini daima koruyan zaman ve ölüm kavramlarının; görsel kültürle olan ilişkisini yeniden sorgulayabilmektir. 20. yüzyılda sıklıkla karşımıza çıkan şiddet, ölüm ve zaman göstergeleri, kapsamlı şekilde algısal kırılmalara yol açmış, yeni bir zaman anlayışı ve buna bağlı gelişen bir şiddet ve ölüm kültürünün tekrar doğmasına neden olmuştur. Bu yüzden kültür, iletişim ve sanat üretiminden kopmaya başlayan zaman ve ölüm kavramları, görsel kültürün alanına girmiştir. Böylece eskiden düşünme ve düşleme pratiklerimize önemli katkılar sunarak, yanılsama ve yaratıcılık arzumuzu tetikleyen bu kavramlar; 20. yüzyılda bunalım, intihar cinayet, terörizm ve kıyamet senaryoları gibi olumsuz şekillerde toplumun ve seyircinin karşısına çıkmaya başlamıştır. Görsel kültürün ölüm ve zaman kavramları üzerinde tüketime varan bu etkisi; toplumsal ilişkilerin toplum karşıtı, modern sanatın ise sanat karşıtı akımlarla buluşmasında etkili olmuştur. Böylece eski mistik anlamından koparılarak, ekonomi politik değerlere dönüştürülen zaman ve ölüm; modern kültürün ikili ve çelişkili kavramları haline gelmiştir. Bu bağlamda Jean Baudrillard, Simgesel Değiş Tokuş ve Ölüm (1976) isimli çalışmasında antropoloji ve sosyolojiden faydalanarak; ölüm, zaman, değiş tokuş, ekonomi politik, iletişim ve simgesellik gibi kavramlar üzerinden modern dönemin sosyokültürel yapısı hakkında önemli söylemlerde bulunur. Söz konusu bu kavramların modern ve ilkel anlamları arasında radikal bir ayrıma giden düşünür açısından; görselliğin, gösterinin ve tüketimin, teknoloji ve ekonomi politik aracılığıyla yeniden anlam bulduğu modern dönem ile ritüel, şölen ve simgesel ilişkiler ağının etkin olduğu ilkel dönem arasında; zaman ve ölümün algılanma şekli ve bu algı karşısında geliştirdiğimiz toplumsal tepkiler - cevaplar arasında neredeyse tam bir karşıtlık vardır. Bu bağlamdan hareketle çalışmada modernizme özgü kültürel çelişkilere ve kapsamlı bunalımlara neden olan bu temel karşıtlıkların, sinema ve televizyon endüstrisinin teknik ve estetik imkânlarıyla desteklendiği vurgulanır. Böylece ölüm ve zaman gibi iki önemli kavramın, teknolojik ve ekonomi politik ilerlemenin işleyiş prensiplerine uyarak, görsel kültürle buluştuğu öne sürülür.
The aim of the study is to examine the concepts of time and death, which have always maintained their controversial place throughout the cultural and intellectual development of humanity; to re-question its relationship with visual culture. The signs of violence, death and time that we frequently encounter in the 20th century have led to comprehensive perceptual fractures and led to the rebirth of a new understanding of time and a culture of violence and death that developed accordingly. Therefore, the concepts of time and death, which have begun to break away from culture, communication and art production, have entered the field of visual culture. Thus, these concepts, which used to make significant contributions to our thinking and thinking practices and our desire for illusion and creativity; In the 20th century, it began to appear before the society and the audience in negative ways such as depression, suicide, murder, terrorism and apocalypse scenarios. This effect of visual culture on the concepts of death and time, even to consumption; It also played an important role in the meeting of social relations with anti-social movements and modern art with anti-art movements. Thus, time and death were separated from their old mystical meaning and transformed into political economic values; have become dual and contradictory concepts of modern culture. In this context, Jean Baudrillard, making use of anthropology and sociology in his work titled Symbolic Exchange and Death (1976); He makes important statements about the sociocultural structure of the modern period by making use of concepts such as death, time, exchange, political economy, communication and symbolism. For the thinker who made a radical distinction between the modern and primitive meanings of these concepts; Between the modern period, where visuality, spectacle and consumption found new meaning through technology and political economy, and the primitive period, where rituals, feasts and a network of symbolic relations were active; There is an almost complete contrast between the way time and death are perceived and the social reactions and responses we develop to this perception. Based on this context, the study examines these fundamental contradictions that cause cultural contradictions, uncertainties and comprehensive crises specific to modernism; It is emphasized that it is supported by the technical and aesthetic possibilities of the cinema and television industry. Thus, it is claimed that two important concepts such as death and time meet with visual culture, complying with the operating principles of technological and political economy determinism.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Screen and Media Culture, Visual Cultures, Cinema and Aesthetics |
Journal Section | RESEARCH ARTICLES |
Authors | |
Early Pub Date | December 15, 2023 |
Publication Date | December 28, 2023 |
Submission Date | October 18, 2023 |
Acceptance Date | December 5, 2023 |
Published in Issue | Year 2024 |
All site content, except where otherwise noted, is licensed under a Creative Common Attribution Licence. (CC-BY-NC 4.0)