Eğlence hayatının Türk toplumundaki yansımaları dönemsel olarak farklılıklar göstermiştir. Orta Asya’dan gelen çeşitli eğlence türlerine Osmanlı Döneminde bulunan müzikli türlerin de eklenmesiyle eğlence türleri amacına göre çeşitlenmiştir. Müzikli eğlencelere batılı müzik türlerinin de eklenmesiyle mekânsal olarak farklılıklar ortaya çıkmıştır. Alafranga olarak bilinen batılı müzik, kahvehanelerdeki yerini gazinolara bırakmıştır. Cumhuriyet sonrası dönemde, gazinoya gitmek boş zamanın değerlendirildikleri etkinliklerinden olmuştur. Toplumun bir kesimi, gazinolara giderek assolistlerin performanslarını canlı olarak izleme imkânı bulmuştur. Gazinoların yalnızca İstanbul, Ankara, İzmir gibi belli başlı şehirlerde açılması tüm topluma hitap edemediğinden sinemalar aracı rol üstlenmiştir. Sinemalardaki şarkılı filmlerin üretiliyor olması ile dönemin halkı, sevdiği sanatçıları izleme fırsatı bulmuştur. Bu çalışmada, 1968-1978 yılları arasından seçilen dört film üzerinden araştırma yapılmıştır. Bu filmler, Sonbahar Rüzgârları (1969), Arım Balım Peteğim (1970), Mavi Boncuk (1975) ve Derbeder (1978) olarak belirlenmiştir. Bu filmler üzerinden gazino mekânları incelenerek betimsel analiz yapılmıştır. Bu analiz ile günümüzde yerini başka mekânlara bırakan gazinoların mekânsal okumasının yapılması ve tespit edilmesi önemli kılınmıştır.
There have been periodic differences in the reflection of entertainment life in Turkish society. Different types of entertainment originating from Central Asia diversified according to their purposes with the addition of musical genres during the Ottoman period. With the addition of Western musical genres to musical entertainment, a spatial differentiation became apparent. Western music, known as "alafranga", left its place in coffee houses for music hall. In the post-republican period, going to the music hall became a leisure activity. In the music halls, the public had the opportunity to see the performances of the leading singers of the time live. Since the opening of music halls only in large cities such as Istanbul, Ankara and Izmir could not appeal to the whole of society, cinemas took on a mediating role. The production of films with songs in cinemas gave the people of the period the opportunity to see their favorite artists. This study is based on four films selected from the years 1968-1978, known as the most productive period of Yeşilçam's films with songs. These films, Sonbahar Rüzgârları (1969), Arım, Balım Peteğim (1970), Mavi Boncuk (1975) and Derbeder (1978), were analysed descriptively by examining the music hall settings. In this analysis, it is important to make a spatial reading of the music halls, which have been replaced by other venues today, and to identify them.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Interior Architecture , Architectural History, Theory and Criticism |
Journal Section | RESEARCH ARTICLES |
Authors | |
Early Pub Date | December 15, 2023 |
Publication Date | December 28, 2023 |
Submission Date | November 3, 2023 |
Acceptance Date | December 7, 2023 |
Published in Issue | Year 2024 |
All site content, except where otherwise noted, is licensed under a Creative Common Attribution Licence. (CC-BY-NC 4.0)