Binlerce yıllık coğrafyasında Kıbrıs,
birçok medeniyeti barındırmış ve geçmiş dönemlerden günümüze çok sayıda kültürel mimari miras
yapılarına ev sahipliği yapmıştır. Özellikle başkent Lefkoşa, tarihsel süreç
boyunca gerek konumu gerekse içinde barındırdığı farklı devirlerin etkilerini
taşıyan mimari dokusuyla, önemli kentlerden birisi olmuştur. Lefkoşa suriçinde
bulunan katedral, cami, kilise, saray, belediye pazarı, han, konak ve konut gibi mimari dokuyu oluşturan tarihi miras
niteliğindeki yapı türleri, dünya
çapındaki sayılı değerlerden olmakla birlikte
ada insanının hayatlarını da sosyolojik, kültürel, ekonomik, politik
gibi bir çok farklı açıdan etkilemektedirler. Tarih boyunca, Doğu Akdeniz’in en
önemli ticaret yollarının Kıbrıs adasından geçmesi, burada bulunan ve ticaret yapan kişilerin adada
duraklamaları, konaklama ihtiyacını doğurduğundan, adada han yapılarının inşası
ve kullanımı önem kazanmaya başlamıştı. Bu yapıların içinde en görkemlisi
olan Büyük Han, Osmanlı döneminden günümüze gelebilmiş önemli tarihi
eserlerden bir tanesidir. Büyük Han
da, bütün tarihi binalar gibi zamanın,
insanın ve doğanın vermiş olduğu tahribattan payını almıştır. Yapısal hasarları
gidermek amacıyla uzun yıllar süren restorasyon çalışmalarının ardından han,
bugünkü haline getirilmiş ve yenilenen
binaya yeniden hayat vermek
amaçlı farklı işlevler katılmıştır. Eskiden insanların gecelik konakladıkları
mekanlarda şimdi sanat atölyelerinin olması, hayvanların barındığı iç avlu ve
zemin kattaki odalarda bugün konserler, sergiler düzenlenmesi gibi işlevlerde radikal değişimler yaşanmıştır.
Binanın hem fiziksel olarak hem de
fonksiyonel olarak geçirmiş olduğu bütün değişimler, Büyük Han’ı herhangi bir kültürel miras değeri yüksek
tarihi bir bina olmaktan çıkarmış, aynı zamanda kente yeni bir hayat sağlayan;
toplumu, sosyal ve kültürel açıdan besleyen bir figür yapıp, kentin de simgesi
haline getirmiştir. İnşa edildiği ilk günden beridir adada bir çok neslin
hayatının parçası olmuş Büyük Han’ın, gelecek nesillere de ulaşabilmesi için
yapılabilecek en doğru yöntem olan yeniden kullanıma adaptasyonunda, uygulanış şekli ve uygulama sonucu oluşan
bina ve toplum üzerindeki sosyo-kültürel sürdürülebilir etkileri, bu çalışmanın
yapılmasındaki en önemli esaslarından biri olmuştur. Yeniden kullanıma
adaptasyon, kültürel miras değeri
niteliğindeki yapıları, tarihi sürecin farklı dönemlerinde kullanılmış olmasına
rağmen, eski ve yeni mimari anlayışı biraraya getirmiş ve yapıdaki otantik
karakteri koruyarak belirlenen yeni fonksiyonlarla birlikte yeniden bir
kullanım sağlamaktadır. Bu bağlamda, yapılan araştırmalar neticesinde, Büyük
Han yapısı da tarih boyunca kullanılmış ve binanın ana fonksiyonundan bağımsız
olarak başka fonksiyonlar barındırdığı, saptanmıştır. Tüm bunlara paralel
olarak, çalışmada kullanılan yöntemlerde ilk aşamada yapının orjinalinin mimari
özellikleri ve tarihi geçmişini öğrenmek amaçlı arşiv belgeleri ve literatür
taramasına paralel olarak eski bölge halkı ile röportajlar yapılmıştır. Hanın
bugünkü kullanımının tespiti için de
yerinde analiz ve gözlem,
fotoğraflama ve esnaf ile röportaj yapılıp, makalenin esas metodolojisi
oluşturulmuştur. Bunlarla birlikte günümüz kullanımındaki tespitler yapılıp,
yeni fonksiyonuna göre tablolar oluşturulmuş ve mekan sınıflandırmaları
yapılmıştır. Bu tablolarda işlevsel tipolojiler belirlenip, mimari çizimlere
aktarılmış, estetik ve işlevsel bağlamlarda fotoğraflanıp analiz edimiştir.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Makaleler |
Authors | |
Publication Date | October 1, 2017 |
Submission Date | June 13, 2017 |
Acceptance Date | July 20, 2017 |
Published in Issue | Year 2017 |
All site content, except where otherwise noted, is licensed under a Creative Common Attribution Licence. (CC-BY-NC 4.0)