1980’lerden bu yana tüm dünyayla birlikte Türkiye’de de yaşanan kapitalist üretim ilişkilerindeki dönüşümün yeni-liberalizm adı altında incelenmesinin bazı açmazlarının olduğu söylenebilir. Bu genel yaklaşım, dönüşümü üretim ilişkilerinin bütününde yaşanan bir değişim olarak kavramaktan çok, salt iktisat politikalarına indirger. Yeni-liberalleşme sürecinin tarihine baktığımızda, sadece geleneksel devlet ve egemenlik biçimlerinde değil, iş bölümü, toplumsal ilişkiler, refah uygulamaları, teknolojik dönüşüm, yaşam biçiminden düşünce ve duygulanım biçimlerine kadar hemen her alanda yıkıcı bir dönüşüme yol açtığı gözlenecektir. Burada göze çarpan, gelinen nokta itibariyle yeni-liberalleşmeyle birlikte her şeyin finansallaşmasıdır. Bu tespit, yeni-liberalleşme ile birlikte her şey piyasalaşmıştır demekten köklü bir farklılık anlamına gelir. Her şeyin finansallaşması, mali sermayenin ekonominin her alanına olduğu kadar, devlet aygıtlarına ve gündelik yaşamın da en küçük hücresine kadar derinleşmesine yol açmıştır. Bu çalışmada amaçlanan, Türkiye özelinde kapitalist dönüşümün sınıfsal ilişkilerde yarattığı değişimi ele almaktır. Bu dönüşümün, merkezinde mali aristokrasinin olduğu bir burjuva iktidarını doğurduğu ve bu iktidarın ihtiyaç duyduğu siyasal ve dolayısıyla ideolojik desteğin, finansallaşma ve üretim biçiminin aldığı yeni kombinasyonun doğal sonucu olarak serpilip büyüyen küçük burjuvaziden geldiği çalışmanın temel varsayımıdır.
It may be said that there are some antimonies of conceptualizing the transformation of capitalist relations of production as neo-liberalization process. This general tendency does not grasp the transformation as a change observed at the totality of relations of production but as a change in the level of economic policies. It will be clearly seen that, as the history of neo-liberalization examined, the transformation does occur not only in the form of traditional state and sovereignty, but also the division of labor, welfare policies, technological patterns, way of life, the form of thinking emotions, strictly changed. What is observed is that, together with neo-liberalization, everything has been financialized; and to talking about financialization is not same to saying everything has been marketized. The financialization has been brought about the embedment of financial capital from economic relations to state apparatuses and daily life. What is aimed in this study is to evaluate the shifts at the level of class relations which was resulted from capitalist transformation. In doing this, it will be tried to prove the argument basing on the idea that these transformation give birth to new form of bourgeoisie power block in which financial aristocracy take place at the centre. The second assumption is that, the political and ideological support fort his power block comes from the petty bourgeoisie class.
Other ID | JA39EA25BR |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | July 25, 2016 |
Published in Issue | Year 2010 Volume: 4 Issue: 8 |