Müslüman
erkeğin dönüşümü/değişimi fenomeni etrafında şekillenen bu nitel araştırma
çalışması; öncelikle fenomeninin varlığını, sonrasında ise var olan kimlik
çatışmasını ortaya koymayı amaçlamaktadır. Belirli kriterlerin oluşturulmasıyla
amaçlı örneklemin kullanıldığı çalışmada, altı şehirden sekiz katılımcıya
ulaşılmıştır. Araştırma hakkında verilen bilgiler akabinde, katılımcılardan
sözlü onay alınmış ve yarı yapılandırılmış görüşmeler yapılmıştır.
Yapılan
görüşmeler neticesinde Türkiye’de Müslüman erkek profilinin, dünya cinsiyet
düzeninin servis ettiği hegemonik/ideal erkek modelini öykünme eğiliminde olduğu
görülmüştür. Küresel-hegemonik olana var olan öykünmenin yanı sıra, seküler
hayat biçimini takip eden Müslümanların, siyasal iktidarın etrafında oluşan
yerel-hegemonik erkekliği belli yer ve zamanlarda taklit ettiği ortaya
çıkmıştır. Elde edilen bilgiler, hiçbir şekilde değişimi kabul etmeyen ve hatta
farklı olanla çatışan bir grubun olduğunu da ortaya koymuştur.
This qualitative study that composed at the core of
transformation/alteration of Muslim men phenomenon aims to reveal respectively
the reality of phenomenon and the existence of identity conflict. In the study
that purposeful sampling is used, eight participants from six cities were
reached. The verbal approvals have been received from the participants after
informing about the research. Then semi-structured interviews have been
conducted.
As a result of conducted interviews, it has been seen
that the Muslim men profile in Turkey are apt to imitate the presented
hegemonic and idealized masculinity model of the World gender order. Apart from
that the local hegemonic masculinity which occurs as a result of the government
is imitated among secular Muslim men at specific locations and times. The
obtained information has revealed that there is another group who rejects the
change and clashes with various groups.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Uluslararası Toplumsal Bilimler Dergisi Cilt 2 Sayı 2 |
Authors | |
Publication Date | December 31, 2018 |
Published in Issue | Year 2018 Volume: 2 Issue: 2 |