Distopyalar genellikle endüstri, teknoloji ve tüketim toplumunun yarattığı sorunları mekân, özellikle de kentlerle ilişkili bir şekilde işler. Bu tür eserlerde, kentsel alanlar ve kentleşme toplumsal sorunların ve bireysel yabancılaşmanın zeminini oluşturan önemli birer unsur olarak karşımıza çıkar. Özellikle Batı’da gelişmiş özgül bir edebi ve sinematik bir olgu olan kent distopyaları modernliğin küresel tarihi bağlamında Japon edebiyatında da 20. yüzyılın başlarında karşımıza çıkmaktadır. Japonya’nın Batılılaşma ve modernleşme sürecinde kentlerin hızla gelişmesi ve toplumsal yapının dönüşümü bu tür distopik anlatıların zeminini hazırlamıştır. Bu makalede, modern Japon edebiyatının ilk distopyasına örnek gösterilen Haruo Satō’nun 1929 yılında kaleme aldığı Nonsharan Kayıtları adlı eserinde hapishane modelinde tasarlanmış kentin ve bedenin metaforik dönüşümleri Japonya’nın tarihi ve kültürel bağlamında Michel Foucault’nun biyoiktidar kavramından yararlanarak incelenmiştir. Nonsharan kenti, hapishane modeli üzerine inşa edilen bir yapı olarak modernleşme ve sanayileşmenin yol açtığı sınıf ayrımları ve toplumsal eşitsizlikleri distopik bir bakış açısıyla ele alarak kentleşme sürecinde bireylerin yaşam alanlarının giderek daralmasını ve bu daralma ile birlikte güç ilişkilerinin mekân üzerinden yeniden şekillendiğini vurgular. Satō, H. G. Wells’in Zaman Yolculuğu (1895) ve Fritz Lang’ın Metropolis (1927)’inde olduğu gibi Batılı distopik toplumların karakteristik yapılarına benzer şekilde Nonsharan Kayıtları’nda, sınıf temelli ayrımlarla, teknolojinin denetim gücüyle ve bilginin manipülasyonu yoluyla distopyasını etkili bir şekilde oluşturmuştur. Nonsharan Kayıtları, 20. yüzyılın başındaki Japon toplumsal yapısına dair derin bir eleştiri sunarken, aynı zamanda insanlık durumuna dair evrensel sorunlara ve geleceğin karanlık olasılıklarına dair distopik ve uyarıcı bir bakış açısı geliştirmektedir.
Çalışmanın tüm süreçlerinin araştırma ve yayın etiğine uygun olduğunu, etik kurallara ve bilimsel atıf gösterme ilkelerine uyduğumu beyan ederim.
Dystopias often address the problems created by industry, technology, and the consumer society in relation to space, particularly cities. In such works, urban areas and urbanization emerge as key elements that form the backdrop for societal issues and individual alienation. Especially in the West, urban dystopias, a distinct literary and cinematic phenomenon, also appear in the early 20th century Japanese literature within the global historical context of modernity. During Japan’s process of Westernization and modernization, the rapid development of cities and the transformation of the social structure laid the foundation for such dystopian narratives. This paper examines the metaphorical transformations of the city and the body in Haruo Satō’s 1929 work Nonsharan Kiroku (The Record of Nonchalant), often cited as the first dystopia in modern Japanese literature, using Michel Foucault’s concept of biopower in the historical and cultural context of Japan. The Nonsharan city, designed based on the prison model, addresses the class divisions and social inequalities brought about by modernization and industrialization from a dystopian perspective, emphasizing the shrinking living spaces of individuals within the urbanization process and the reshaping of power relations through space. Satō effectively constructed her dystopia in Nonsharan Kiroku through class-based divisions, the controlling power of technology, and the manipulation of information, similar to the characteristic structures of Western dystopian societies such as H. G. Wells's Time Travel (1895) and Fritz Lang's Metropolis (1927) Nonsharan Kiroku not only offers a profound critique of early 20th-century Japanese social structure but also develops a dystopian and cautionary perspective on universal human issues and the dark possibilities of the future.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Japanese Language, Literature and Culture |
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | March 28, 2025 |
Submission Date | February 11, 2025 |
Acceptance Date | March 3, 2025 |
Published in Issue | Year 2025 Volume: 9 Issue: 1 |