Aging is not merely a biological process; it is a multilayered phenomenon that must be addressed with its social, economic, and spatial dimensions. Declining fertility rates, advancements in healthcare, and increased life expectancy are leading to a rapid increase in the elderly population both in Turkey and globally. This demographic transformation has made the problems faced by older people, especially those living in cities, more visible. Elderly people living in cities are more vulnerable to the risk of poverty due to limited income sources, inadequate social support mechanisms, housing problems, and rising living costs. Furthermore, spatial exclusion is one of the fundamental problems that complicates the daily lives of older individuals. Difficulties encountered in accessing transportation, housing, public spaces, and social services limit the active and equal participation of older people in urban life. These limitations increase the risk of social isolation and loneliness, further exacerbating the vulnerability of older individuals. In this regard, the "Age-Friendly Cities" approach developed by the World Health Organization proposes inclusive urban models that ensure that older people are viewed not only as individuals requiring protection but also as active and productive members of social life. Therefore, this study examines the interaction between old age, poverty, and spatial exclusion, evaluating the phenomenon of aging in the city from the perspective of social policy and urban planning.
Yaşlılık, yalnızca biyolojik bir süreç olarak değil; toplumsal, ekonomik ve mekânsal boyutlarıyla birlikte ele alınması gereken çok katmanlı bir olgudur. Günümüzde doğurganlık oranlarındaki azalma, sağlık hizmetlerindeki gelişmeler ve yaşam süresinin uzaması, hem Türkiye’de hem de dünyada yaşlı nüfusun hızla artmasına yol açmaktadır. Bu demografik dönüşüm, özellikle kentlerde yaşayan yaşlı bireylerin karşılaştığı sorunları daha görünür hale getirmiştir. Kentlerde ikamet eden yaşlılar, sınırlı gelir kaynakları, sosyal destek mekanizmalarının yetersizliği, barınma sorunları ve artan yaşam maliyetleri nedeniyle yoksulluk riskine daha açık bir konumdadır. Bunun yanı sıra, mekânsal dışlanma da yaşlı bireylerin gündelik yaşamlarını zorlaştıran temel sorunlardan biridir. Ulaşım, konut, kamusal alanlar ve sosyal hizmetlere erişimde karşılaşılan güçlükler, yaşlıların kent yaşamına aktif ve eşit biçimde katılımını sınırlamaktadır. Bu kısıtlılıklar, sosyal izolasyon ve yalnızlık riskini artırarak yaşlı bireylerin kırılganlığını daha da derinleştirmektedir. Bu noktada Dünya Sağlık Örgütü’nün geliştirdiği “Yaş Dostu Kentler” yaklaşımı, yaşlıların yalnızca korunması gereken bireyler olarak değil, toplumsal yaşamın aktif ve üretken bir parçası olarak görülmesini sağlayan kapsayıcı kent modelleri önermektedir. Dolayısıyla bu çalışma, yaşlılık, yoksulluk ve mekânsal dışlanma arasındaki etkileşimi irdeleyerek, kentte yaşlanma olgusunu sosyal politika ve kentsel planlama perspektifinden değerlendirmektedir.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Sociology (Other) |
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Early Pub Date | October 12, 2025 |
Publication Date | October 17, 2025 |
Submission Date | August 17, 2025 |
Acceptance Date | October 12, 2025 |
Published in Issue | Year 2025 Volume: 9 Issue: 3 |