Bu araştırma Ülkemizde uzun dönemdeki azotlu gübre tüketiminin irdelenmesi ve gübre destekleri için 2010 yılında uygulamaya konulan toprak analizi zorunluluğunun azotlu gübre kullanımına etkilerinin belirlenmesi amacıyla yapılmıştır. Araştırma çerçevesinde 1982-2016 yılları arasındaki 35 yıllık azotlu gübre tüketimleri yedişer yıllık 5 dönem halinde değerlendirilmiştir. Araştırma neticesinde azotlu gübre kullanımının bazı istisnai yıllar hariç genel olarak artış gösterdiği ve 1. dönemde yıllık ortalama 2484378 ton olan tüketimin 5. dönemde önemli (p<0.01) bir artışla 3208386 tona ulaştığı ve ortalama 2781902 ton olarak gerçekleştiği tespit edilmiştir. Gübre bazında yapılan incelemeler neticesinde; amonyum sülfat gübresinin ortalama tüketiminin ve toplam içindeki oranının 1. dönemde yüksek olup, diğer dönemlerde düştüğü ve 5. dönemde tekrar önemli seviyede (p<0.01) artış göstererek en yüksek seviyesine ulaştığı belirlenmiştir. Kalsiyum amonyum nitrat gübresinin ilk dönemlerde hem tüketim miktarının hem de toplam içindeki payının diğer gübrelere göre en yüksek düzeyde olmasına karşın zamanla önemli (p<0.01) bir şekilde düşüş gösterdiği ve 2016 yılındaki tüketim miktarı ve toplam tüketim içindeki oranının 35 yıllık periyodun en az seviyesine gerilediği görülmüştür. Buna karşın üre ve amonyum nitrat gübrelerinin tüketimlerinin ve toplam içindeki oranlarının dönemsel olarak değişiklik göstermekle birlikte ilk yıllardan itibaren genel olarak önemli (p<0.01) bir şekilde arttığı tespit edilmiştir. Ülkemiz topraklarının büyük çoğunluğunun kireçli ve yüksek pH’ya sahip olduğu göz önüne alındığında, özellikle gübre desteklerinde analiz şartının getirildiği 5. dönemde amonyum sülfat tüketimindeki önemli (p<0.01) artışın toprak analizlerinden kaynaklandığı tahmin edilmektedir. Azotlu gübre tüketiminin 5. dönemde en yüksek seviyesine çıkmasında, toprak analizleri neticesinde azot açığının daha bariz bir şekilde ortaya konmasının da etkisinin olduğu ve Ülke tarım topraklarının azot açlığı çektiği gerçeğinin analizler devam ettikçe daha da belirginleşeceği öngörülmektedir.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | September 29, 2020 |
Published in Issue | Year 2020 Volume: 9 Issue: 2 |