Aim: Although acute iron poisoning is more common in the pediatric age, it may be seen at any age and is an important clinical condition. In this study, we aimed to evaluate the etiological factors and diagnosis and discuss treatment approaches in the acute iron poisoning. Material and Methods: Eight patients who were admitted to the intensive care unit due to acute iron poisoning were analyzed. Data regarding demographic features, cause of poisoning, toxic agents, the route of exposure, a history of previous toxicity, the time between exposure and intensive care unit admission, the owner of the poisoning agent (the patient or someone else), consciousness status on arrival, Glasgow coma score, the length of the intensive care unit stay, the result of laboratory tests, methods of treatment, and outcome were evaluated. Results: All 8 patients were female and the mean age was 22±5,4 years. The most common symptoms were abdominal pain, vomiting and diarrhea. The amount of received elemental iron was 30,25±11,4mg/kg. Nasogastric catheters were inserted and gastric lavages were performed to all the patients in the emergency department. Deferoxamine treatment was not implemented because of serum iron levels were not higher than 500 mg / dL. After observing all patients for two days, one patient was transferred to psychiatric clinic, 7 patients were discharged with full recovery. Conclusions: In potentially fatal acute iron poisoning, serious complications can be avoided with early laboratory and clinical follow-up. The basic supportive therapy with gastric lavage and desferroksamine therapy should be managed on time. Key words: Acute Iron Poisoning; Intensive are; Deferoxamine.
Amaç: Akut demir zehirlenmesi çocukluk yaş grubunda daha sık görülse de; her yaşta rastlanabilen önemli bir klinik durumdur. Akut demir zehirlenmesi; gastrointestinal kanama, kardiyovaskuler kollaps, mental durum bozukluğu, karaciğer ve böbrek yetmezliğine neden olabilir. Bu çalışmada, yoğun bakım ünitemizde akut demir zehirlenmesi nedeniyle yatırılan hastaların demografik özellikleri değerlendirildi, tanı ve tedavi yaklaşımlarını tartışıldı. Gereç ve Yöntem: Ocak 2010- Aralık 2011 arasında yoğun bakım ünitemize akut demir zehirlenmesi nedeniyle kabul edilen 8 hasta incelendi. Hastaların yaş, cinsiyet, zehirlenmenin nedeni, alınan ilaç veya ilaçlar, alınma yolu, daha önce zehirlenme öyküsünün varlığı, ilacın alınmasından yoğun bakım yatışına kadar geçen süre, bilinç durumu, Glaskow Koma Skoru, yoğun bakımda kalış süresi, laboratuvar tetkik sonuçları ile uygulanan tedavi yöntemleri değerlendirildi. Bulgular: Akut demir zehirlenmesi nedeniyle yoğun bakımda takip edilen 8 hastanın tamamı kadındı ve yaş ortalaması 22±5,4 yıl idi. Hastaların zehirlenme nedenleri intihar amacıyla yüksek doz ilaç alımıydı. Hastalarda görülen en sık semptom karın ağrısı (n=7), kusma (n=5), diyare (n=4) idi. Alınan elementer demir miktarı ortalama 30,25±11,4mg/kg'dır. Hastaların hiçbirinde biyokimya ve koagülasyon parametrelerinde klinik olarak önemli bir değişiklik olmadı. Tüm hastaların nazogastrik sondaları acil serviste takılmış ve mide lavajları yapılmıştı. Serum demir düzeyi 500 μg/dL'den yüksek olmadığından desferroksamin tedavisi uygulanmadı. Hastaların gastrointestinal şikayetleri ortalama 4-5 saat sürdü, 2 gün takipleri yapılan hastalardan biri psikiyatri kliniğine devir edilirken 7 hasta taburcu oldu. Sonuç: Ölümcül seyredebilen akut demir zehirlenmesinde erken laboratuar ve klinik takiple ciddi komplikasyonların önüne geçilebilir. Temel destek tedavisi ile barsak irrigasyonu ve desferroksamin tedavisi zamanında yapılmalıdır. Anahtar kelimeler: Akut Demir Zehirlenmesi; Yoğun Bakım; Desferroksamin.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | August 1, 2013 |
Published in Issue | Year 2013 Volume: 20 Issue: 4 |