Objective: Obstructive sleep apnea syndrome (OSAS) is associated with increased cardiovascular morbidity and mortality. Red cell distribution width (RDW), a measure of the variability in size of circulating erytrocytes, has been reported to be a risk marker of morbidity and mortality for cardiovascular disease. Therefore, we have investigated the possible association between OSAS and RDW. Material and Methods: We selected 30 mild, 32 moderate and 31 severe OSAS patients and 31 healthy control subjects matched for age, sex, and body mass index. RDW was measured by using an automated blood cell counter. Results: The RDW values were significantly higher in patients with severe OSAS than in the control group (14.6±2.1 vs.13.2±2.4 %; p=0,03). There were no significant differences between controls and patients with mild and moderate OSAS (13.2±2.4 vs. 13.4±0.6 %; p=0,98; 13.2±2.4 vs. 14.0±2.4 %; p = 0.43) and between patients with mild, moderate and severe OSAS (13.4±0.6 vs. 14.0±2.4 vs. 14.6±2.1 %; p=0,67 for comparison of mild and moderate OSAS, p=0.08 for comparison of mild and severe OSAS, p=0.56 for comparison of moderate and severe OSAS) in respect to RDW. Additionally, significant correlation of RDW with parameters of sleep was noted. RDW was correlated with apnea-hypopnea index (r=0.264, p=0.01) and minimal oxygen saturation (r=-0,284, p=0.006). Conclusions: RDW is a widely available diagnostic marker, routinely performed hemogram. In our study, we found that RDW was higher in the patients with OSAS compared with the control group. These results show that RDW is an important marker in terms of identifying the risk of atherosclerosis in patients with OSAS at an early stage. Key words: Complete Blood Count; Obstructive Sleep Apnea Syndrome; Red Cell Distribution Width.
Amaç: Obstrüktif uyku apne sendromu (OUAS) kardiyovasküler morbidite ve mortalitede artış ile ilişkilidir. Dolaşımdaki eritrosit boyutlarındaki değişikliğin göstergesi olan eritrosit dağılım genişliği (EDG)'nin kardiyovasküler hastalıklardaki morbidite ve mortalite için bağımsız bir risk faktörü olduğu bildirilmiştir. Çalışmamızda OUAS ile EDG arasındaki olası ilişkiyi araştırdık. Gereç ve Yöntemler: Çalışmaya yaş, cinsiyet ve vücut kitle indeksi yönünden benzer 30 hafif, 32 orta ve 31 ciddi dereceli OUAS hastası ile 31 sağlıklı birey alındı. EDG otomatik kan sayım cihazı kullanılarak ölçüldü. Bulgular: Ciddi dereceli OUAS hastalarında EDG, kontrol grubuna kıyasla anlamlı derecede yüksekti (14.6±2.1 vs.13.2±2.4%;p=0,03). Kontrol grubu ile hafif ve orta dereceli OUAS hastaları arasında (13.2±2.4 vs. 13.4±0.6 %; p=0,98; 13.2±2.4 vs. 14.0 ±2.4 %; p = 0.43) ve hafif, orta, ciddi dereceli OUAS hastalarının kendi arasında (13.4±0.6 vs. 14.0±2.4 vs. 14.6±2.1 %; p=0,67 hafif ve orta dereceli OUAS hastaları karşılaştırıldığında, p=0.08 hafif ve ciddi dereceli OUAS hastaları karşılaştırıldığında, p=0.56 orta ve ciddi dereceli OUAS hastaları karşılaştırıldığında) EDG değerleri açısından fark yoktu. İlave olarak EDG ile uyku parametreleri arasında anlamlı korelasyon saptandı. EDG, apne hipopne indeksi (r=0.264 , p=0.01) ve en düşük oksijen satürasyonu (r=-0,284, p=0.006) ile korele idi. Sonuç: EDG, hemogram içerisinde rutin olarak bakılan bir tanı aracıdır. Çalışmamızda OUAS'lu hastalarda kontrol grubuna kıyasla EDG'nin daha yüksek olduğunu bulduk. Bu sonuçlar, EDG'nin OUAS'lu hastalardaki ateroskleroz riskinin erken evrede saptanması için önemli bir tanı aracı olduğunu göstermektedir. Anahtar kelimeler: Total Kan Sayımı; Obstrüktif Uyku Apne Sendromu; Kırmızı Hücre Dağılım Genişliği.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | June 1, 2013 |
Published in Issue | Year 2013 Volume: 20 Issue: 3 |