İstanbul’un
fethinin ardından, Fatih'in izlediği başlıca politika, savaştan dolayı zarar
gören sur içi ve sur dışı kesiminin imar ve ihya edilmesi olmuştur. XV.
yüzyılın ikinci yarısı ile XVI. yüzyılın ilk yarısında devletin uyguladığı
sistemli sürgün ve iskan faaliyetleri sonucu şehir ve civarında nüfus oldukça
arttı. Bu durum, XVI. yüzyılın ikinci yarısından itibaren devlet görevlilerini
düşündüren sorun olarak ortaya çıkmaya başladı. Bu tarihlerden sonra devlet
merkezi eski politikasını değiştirdi ve göçleri engellemeye çalıştı. Ancak
bunda çoğunlukla başardı olamadı ve hem Anadolu'dan hem de Rumeli'den gelen
göçmen kitleleri sur içi ve sur dışında yerleşmeye başladı. Bu araştırmada İstanbul’un
fethinden itibaren XVIII. yüzyılın sonlarına kadar olan dönem incelenmektedir.
Göçlerin karakteri, göçmenlerin nerelerden gelip nerelerde meskun oldukları ve
devletin bu hareketliliğe karşı olan yaklaşımı ortaya konulmaya
çalışılmaktadır. Çalışmada ele alman coğrafya, güneyde Marmara kıyısına, batıda
Çatalca bazen Silivri ve hatta Vize'ye, kuzeyde Karadeniz kıyısına, doğuda ise
Boğaziçi sahili boyunca uzanan İstanbul’un Rumeli yakasını kapsamaktadır
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 10 Temmuz 2011 |
Gönderilme Tarihi | 10 Ocak 2011 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2011 Cilt: 1 Sayı: 02 |