İnsanın kendini güvende hissetme ihtiyacı yaşamın bütün evrelerinde belirgindir. Bilinmeyene duyulan endişe ve merak eksik bilgilerle yapılmış tanımlamalar ortaya çıkarır. Bu aşamada doğruluğu tartışılır olan fakat bilinmezlik sebebiyle kuşaklar boyunca aktarılacak tanımlamalara başvurulması bilinmezliği kolaylaştırıcıdır. Kalıp yargılar, bizden öncekilerin kısıtlı bir zaman diliminde kısıtlı bir çevrede deneyimlediği fakat genele yayılarak doğruluğu irdelenmeden kabul edilen bilgiler olarak yaşamda kullanılır olur ve çatışmaları beraberinde getirir. Adatepe’nin ikinci kuşakla süren Türk-Alman etkileşiminin yansımalarını örnekleyen eseri, Bahar, göçmenleri tehdit unsuru olarak görenlerin kalıp yargılarla çevrelenmiş düşüncelerinin yanlışlığını gösterir. Bu farkındalığın Türk dili ve edebiyatına hâkim Alman bir yazar ve çevirmen tarafından dile getirilmesi Alman toplumunun bilinçlendirilmesi konusunda önemlidir. Bu çalışmada Sabine Adatepe’nin Bahar adlı romanında işçi göçü, İslamofobi, kadın-erkek ilişkilerindeki kültürel, ahlaki ve dini uyuşmazlıklar, Türk-Alman aile hayatı, geleneksel değerlerle çatışan yeni hayat tecrübeleri ile ilgili kalıp yargılar incelenmiştir. Çalışma eklektik inceleme yöntemiyle oluşturulmuştur. Çalışmanın giriş bölümünde kalıp yargı kavramı açıklanmış, göç süreci ve yazar hakkında kısa bilgilendirmeden sonra eserden alıntılarla kalıp yargılar örneklenmiştir.
yok
yok
yok
Sayın Hocalarım, makaleyi göndermeden önceki süreçte de hızlı cevaplarınız için çok teşekkür ederim, çok yardımcı oldunuz, sağ olun. Çok dikkat ettim umarım gözden kaçan olmamıştır. İyi çalışmalar dilerim.
The human need to feel safe is evident in all stages of life. Anxiety and curiosity about the unknown leads to definitions made with incomplete information. At this stage, resorting to definitions whose accuracy is questionable but which will be passed down through generations due to the unknown facilitates the unknown. Stereotypes are used in life as information that was experienced by those before us in a limited period in a limited environment, but which is generally accepted without examining its accuracy and brings conflicts. Adatepe's work, Bahar, which exemplifies the reflections of Turkish-German interaction with the second generation, shows the fallacy of the stereotypes of those who see immigrants as a threat. The fact that a German writer voices this awareness and translator who is fluent in Turkish language and literature is important in raising awareness of the German society. In this study, in Sabine Adatepe's novel Bahar, stereotypes about labor migration, Islamaphobia, cultural, moral and religious incompatibilities in male-female relations, Turkish-German family life, and new life experiences that conflict with traditional values are examined. The study is based on an eclectic analysis method. In the introduction part of the study, the concept of stereotypes is explained, and after a brief information about the migration process and the author, stereotypes are exemplified with quotations from the work.
yok
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | German Language, Literature and Culture |
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Project Number | yok |
Early Pub Date | January 21, 2025 |
Publication Date | |
Submission Date | July 11, 2024 |
Acceptance Date | September 10, 2024 |
Published in Issue | Year 2025 Volume: 15 Issue: 29 |