Canlandırma sineması denilince akla
ilk gelen ve popülaritesi en eskiye dayanan şirket olan Disney, hem popüler
sinemanın hem de canlandırma sinemasının geçirdiği evrelere paralel şekilde bir
postmodernleşme süreci geçirmektedir. Postmodernliğin Disney evreninde görünürlük
kazanması, ana akım sinema için masum bir düzenleme olmadığı bilinen ve zaten
tartışmalı olan temsil sorununu daha da karmaşık ve önemli hale getirmektedir. Disney,
kuruluşundan günümüze gelene kadar, evrensel ve masum kabul edilen masal
metinlerinden uyarladığı prenses anlatılarından vazgeçmez fakat bu anlatılarda
temsiller üzerinden sunduğu rol modellerini içinde bulunulan zamana göre
yeniden düzenler. Bu bağlamda Disney’in ilk prenses anlatısı olan Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler’den (1937)
son örnek Moana’ya (2017) gelene
kadar sunduğu kadın temsilinin, evcimen, pasif ve güzel kadından cesur, aktif
ve bağımsız kadına evrildiği görülmektedir. Bu çalışmanın amacı Disney’in en
güncel prenses anlatısı olan Moana
animasyonunda sözü edilen değişimin nasıl gerçekleştiğine daha yakından
bakmaktır. Çalışma kuramsal çerçevenin ilk adımında Disney’in bir form olarak
prenses anlatısını nasıl kullandığına, ikinci adımında ise Prenses ve Kurbağa (2010) animasyonu ile başlayan postmodern
dönemde hangi temsilleri görünür kıldığına bakacaktır. Analiz kısmında ise Greimas’ın
eyleyensel örneklem ve göstergebilimsel dörtgen modellerini kullanarak, Moana animasyonu üzerinden inşa edilen
“güçlü, bağımsız, savaşçı” kadın temsilini, anlatının derin yapısında kurulan düzenlemelerde
arayarak tartışmaya açacaktır.
Disney is the most well-known and oldest corporation in the animation industry. It is now passing through a process of postmodernization like animation cinema in general and other forms of popular cinema. Postmodernity brings a new set of issues in Disney narrative. One of them is the problem of representation that is already seen far from being innocent in the mainstream cinema debates. “Harmless” princess tales are essential for Disney from the beginning of the company. In these tales, role models are modernized by the general trends of the era. From the first “princess tale”, Snow White (1937), to the last, Moana (2017), representation of women shifted from domestic, submissive and pretty to brave, determined and autonomous. In this study, we will look for the change in Moana. First of all, we will review how Disney uses the form of “princess narrative”. In the second step of theoretical evaluation, we will concentrate on “the postmodern turn” in the representation of women beginning from The Princess and the Frog (2010). In the analysis section, Greimas’ “operative sampling” and “semiotics” models are used. The results have shown that in Moana animation, “strong, independent, warrior” representation of the women works differently in the subcodes of the narrative.
Disney Representation Narrative Postmodern Narrative Greimas
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | İletişim ve Medya Çalışmaları |
Bölüm | Makale |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Ocak 2018 |
Gönderilme Tarihi | 20 Kasım 2017 |
Kabul Tarihi | 20 Aralık 2017 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 Cilt: 3 Sayı: 5 |
This work is licensed under Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International