Sığınmacı ve mültecilerin ruhsal sağlık gereksinimleri genel nüfusa oranla beş kat daha fazladır. Öte yandan, genel nüfusa
oranla daha az sağlık hizmetine başvurdukları, dolayısıyla da daha az destek alabildikleri bilinmektedir. Bu durum ise, ilerleyen
dönemde insanların hayatlarında çok daha görünür ve ciddi ruhsal sorunlara yol açmaktadır. Özellikle sığınmacı ve mülteciler,
göç öncesi ve sonrası deneyimler ve sahip olunan koşullar ile bağlantılı, hem ağır ruhsal hastalıkların ortaya çıkmasında, hem
de hastalığın alevlenmesinde önemli risk grubunu oluşturmaktadır. Öte yandan, ağır ruhsal hastalıklardan birine sahip mülteci
ve sığınmacı bireyler göç süreci ile birlikte daha büyük sorunlar yaşamaktadır. Buradan hareketle bu çalışmada, 2011 yılından
bu yana, Suriye’deki savaş nedeni ile yoğun bir göç dalgasına ev sahipliği yapan Türkiye’de, mülteci ve sığınmacı statüsü altında
ikamet eden ağır ruhsal hastalığa sahip bireylere yönelik var olan ruh sağlığı hizmetleri tartışılarak, eksikler çerçevesinde
ihtiyaç duyulan hizmetlere dair öneriler geliştirilmeye çalışılmıştır.
Sosyal hizmet Türkiye mülteci sığınmacı ağır ruhsal hastalığa sahip birey
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Sosyoloji (Diğer) |
Bölüm | Research Article |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2019 |
Gönderilme Tarihi | 7 Mart 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Sayı: 13 |