1909 Adana Olayları, Osmanlı İmparatorluğu'nun dağılma sürecinde Ermeniler ve Türkler arasında yaşanan mahalli olaylardan birisidir. Bugüne kadar 1909 Adana olayları hakkında Ortadoğu tarihçileri tarafından çok sayıda çalışma yapılmıştır. Bu araştırmalarda genellikle olayların siyasi, ekonomik ve sosyal boyutları ve/veya sebepleri üzerine odaklanılmıştır. Son yıllarda 1909 Adana olayları üzerinde yapılan araştırmaların sayısında da belirgin bir artış gözlemlenmektedir. Ancak, yayın sayısındaki artışa rağmen, pek azı iki topluluk arasındaki şiddetin tırmanmasında söylentilerin etkisine değinmiştir. Bu makalede arşiv kaynaklarına dayanılarak Adana ve çevresinde dolaşan söylentilerin, topluluklar arasında güvensizlik yaratma hususunda tartışmasız büyük rol oynadığını ve çeşitli komplo teorilerinin artışına yol açtığını gösteren çok sayıda belge ortaya koymuştur. Bu söylentilerin bazılarına değinmek gerekirse; örneğin bir söylentiye göre Ermeniler, imparatorluktan ayrılmak için Türklere karşı bir savaşın örgütlenmesini yapmaktaydılar. Müslümanların korkularını körükleyen bir diğer söylentiye göre ise, bir grup Ermeni isyancı şehrin çevresindeki Müslüman köylerine saldırmak üzereydi. Ayrıca Müslümanlar arasında dolaşan, Ermenilerin, bağımsızlık arayışlarında kendilerine yardımcı olacak devletin silah depolarına ulaşmak için tünel kazdığına dair söylentiler de vardı. Bir başka söylenti ise Ermenilerin Ulu Cami kapısına insan pisliği bıraktığı idi. Aslında, bu söylentilerin çoğunun aslı esası yoktu, ama insanlar çoktan kendilerini korumak gayesiyle silah edinme arayışına girmişlerdi. Bu yüzden, 14 Nisan 1909'da olaylar başladığı zaman, insanların katliamlara yönelmesi ve şiddeti tırmandırması zor olmadı. Söylentilerin oluşturduğu psikolojik ortam şiddetin büyümesine ve toplumlar arasındaki nefretin artmasına büyük tesir yapmaktaydı. Bu makalede, belirtilen bu gerekçelerden dolayı, söylentiler ve söylentilerin tarihte toplumsal şiddetle olan bağlantısı üzerinde durulacak ve Adana olayları örneğinde teorik ve pratik açıdan bir toplumsal çatışma analizi yapılacaktır.
The Adana Incident of 1909 is one of the local events of the Armeno-Muslim relations during the final decades of the history of the Ottoman Empire. A good amount of works has been hitherto done by the historians of the Middle East about the communal conflict in Adana in April 1909. Historians have so far heavily focused on the political, economic and social dimensions and/or reasons of the conflict. In spite of the proliferation of writings, however, very few have touched upon the power of rumours in the escalation of violence between the two communities. Indeed, my work on the archival sources of the incident have produced enormous documentation which indicate that the rumours circulated around the city had played unquestionable role in building distrust between the peoples and led to the rise of numerous conspiracy theories. According to one rumour the Armenians were organizing themselves against the Muslims in order to separate from the Empire. Another rumour was that a group of Armenian rebels were about to attack Muslim villages around the city, which stirred up the fears of Muslims. There were also rumours circulating among the Muslim community that Armenians had dug up an underground tunnel in order to reach the weapons depot, which was to aid them in their quest for independence. One major rumour was that Armenians placed human faeces at the door of the Great Mosque. Indeed it was through such rumours that suspicions were piqued and people sought to acquire weapons as a means of protecting themselves. Thus when the killings began on April 14, 1909 in Adana, people attacked each other under the influence of the psychology built by such rumours. Therefore I am of the opinion that it is important to deal with rumour and its affinity to communal violence in history. In this paper an attempt will be made to analyse the role of rumours in the events that unfolded in Adana in April 1909.
Primary Language | English |
---|---|
Journal Section | Araştırma Makaleleri |
Authors | |
Publication Date | December 1, 2012 |
Published in Issue | Year 2012 |
Belleten Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY NC) ile lisanslanmıştır.