Osmanlı Devleti, askeri ve güvenlik gibi gerekçelerle özellikle Akdeniz’in kıyı ve adalarındaki Rum nüfusun tecrübesinden yararlanarak bölgede bazı yeni tersaneler inşa etti veya var olanları geliştirdi. Bunu yaparken devletin iyi işleyen organizasyonu; uzmanlaşmış çeşitli iş kollarının ve farklı malzemelerin teminini ayrıca tüm bunların belirli merkezlerde toplanmasını mümkün kıldı. Dönemin önemli denizci devletlerinde olduğu gibi bir taraftan devletin sıkı denetimi altında ana bir tersane (İstanbul’daki Tersane-i Amire), diğer tarafta kıyı ve adalara yayılmış ve devlet denetiminin kısmen zayıf olduğu küçük ölçekli tersaneler ile Osmanlı Devleti, donanma ve denizcilik faaliyetlerini yürütmekteydi. İhtiyaç durumunda donanma-i hümayun için yapılacak gemilere gerekli marangoz ve burgucular Sakız, İstanköy, Rodos, Kaşot ve Meyis gibi adalardan sağlanmaktaydı. Ancak Yunan bağımsızlık savaşı sonrasında idari kontrolün zayıfl amasıyla birlikte bu gemicilik merkezleri, Osmanlı devleti için riskli bir durum arz etmeye başlamıştı. Çünkü Osmanlı egemenliğindeki ada ve kıyı bölgelerinden hem ham madde hem de insan gücü, başta Syros adası olmak üzere Akdeniz’de Yunan gemi yapım merkezlerine kayarak Yunan gemiciliğinin gelişimine önemli katkılarda bulunmaktaydı. Yaşanan bu sorunun diğer yönleri ise Osmanlı egemenliğindeki adaların güvenliklerinin sağlanması, adalar ve anakara arasında kaçakcılık faaliyetlerinin önlenmesi, kaçak gemi yapımından dolayı miri ormanların zarar görmesinin önüne geçilmesi ve tabii ki vergi kayıplarının engellenmesi idi. Bu nedenlerle merkezi otorite tarafından bir takım tedbirler alınmaya ve düzenlemeler yapılmaya çalışıldı. Çalışma esasen Osmanlı Devleti’nin asla onaylamadığı önemli Yunan gemi inşa merkezlerine (bu merkezlerin büyük bir kısmı yine Yunan egemenliğinde olan adalardı) yönelik yasal olmayan bu ticaret üzerinde şekillenmiştir. Bununla birlikte kaçak gemi yapımının nedenleri ve sonuçları dönemin değişen siyasi-ticari ve teknoloji çerçevesinde değerlendirilmeye çalışılacaktır. Buna karşın Osmanlı Devleti’nin kaçak inşa faaliyetlerini engellemek adına yaptığı düzenlemelere ve aldığı tedbirlere değinilerek bu tedbirlerin-düzenlemelerin adaların iktisadi ve sosyal yapılarını ne şekilde etkiledikleri üzerinde durulacaktır.
The Ottoman State benefi ted from the traditions of the Greek population on the coasts and islands of the Mediterranean Sea in regard of military and security aspects and built or developed some new shipyards in the region. In this process, the state’s well-functioning organization provided various business branches and diff erent materials as well as gathering all of these in specifi c centers. Just like major seafaring states of the time, the Ottoman State carried out the naval and maritime activities in one principal shipyard under the state’s control (Tersane-i ABSTRACTS 397 Amire in Istanbul), and on the other hand in various small-scale shipyards spread over the coasts and islands where state control was partially weak. The carpenters and drills necessary for the ships for the donanma-i hümayun were provided from the islands such as Chios, Kos, Rhodes, Kaşot and Megisti. However, as a result of the weakening of administrative control due to the Greek war of independence, these shipping centers began to pose a threat to the Ottoman state. This was due to the fact that both raw materials and manpower on the island and in coastal regions under Ottoman rule were transferred to the Greek shipbuilding centers in the Mediterranean, particularly on the island of Syros, and this shift contributed signifi cantly to the development of Greek ship-building. Other problems that arose in this process were to provide security on the islands under Ottoman rule, to prevent smuggling activities between the islands and the mainland, to prevent raiding of state forests for illegal shipbuilding and of course to prevent tax losses. For these reasons, certain measures were taken by the central authority and necessary arrangements were made. In essence, this study focuses on the illegal trade by important Greek shipbuilding centers (the majority of these centers were on Greek-dominated islands), which the Ottoman State never approved. In addition, the reasons and consequences of illegal shipbuilding is evaluated in the context of the political, commercial and technological changes of the 19th century. Furthermore, the focus will be on the arrangements and measures taken by the Ottoman State to prevent illegal construction activities and on how these measures and regulations aff ected the economic and social structures of the islands.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Araştırma Makaleleri |
Authors | |
Publication Date | April 1, 2019 |
Published in Issue | Year 2019 Volume: 83 Issue: 296 |
Belleten is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial 4.0 International License (CC BY NC).