Sultan Abdülmecid Osmanlı Devletinin toprak bütünlüğünü ve egemenliğini korumak, Rus müdahalesini en aza indirmek ve devleti yeniden yapılandırarak, kendi kendine yetebilecek duruma gelebilmek için, İngiltere gibi güçlü bir devletin desteği ve yardımının önemine inanıyordu. Bundan dolayı, on dokuzuncu yüzyılın en yetenekli diplomatlardan biri olarak kabul edilen İngiltere’nin İstanbul’daki Büyükelçisi StratfordCanningile yakın bir diyalog ve dostluk kurmuştu. Onun Avrupa diplomasisi alanındaki tecrübelerinden istifade etmek istiyordu. İngiltere ise, Avrupa’nın siyasal statüsü ve güç dengesinin kendi aleyhine bozulmasına kayıtsız kalmasının bedelinin ağır olacağının farkındaydı. Bu karşılıklı beklentiler ikili ilişkileri geliştirdi ve Kırım savaşıyla birlikte en üst seviyeye çıkardı. Osmanlı-İngiliz ilişkilerinin gelişmesinde kilit isim ise StratfordCanning oldu. Canning’in Osmanlı Devleti’nin dâhili ve harici birçok sorunuyla ilgilenmesi ve zaman zaman neticelerine tesir etmiş olması, onu sıradan bir diplomatlığın ötesine geçirmiştir. İngiltere’nin Osmanlı Sultanı üzerindeki nüfuzunu güçlendirmek için Dizbağı Nişanı iyi bir fırsattı. Nitekim Osmanlı-İngiliz ilişkileri 1856’da Sultan Abdülmecid’e Büyük Britanya asalet rütbelerinin en büyüğü sayılan Knight of the Garter (Dizbağı Nişanı) verilmesiyle doruk noktasına ulaştı. Dizbağı Nişanı İstanbul’da Kraliçe adına Büyükelçisi StratfordCanning tarafından takdim edildi. Bu alışılmışın dışında bir uygulamaydı. İlk kez bir Müslüman hükümdara ve aynı zamanda Müslümanların halifesine İngiltere’nin en büyük nişanı veriliyordu.
Sultan Abdülmecid believed in the importance of gaining the support of Great Britain in order to preserve the territorial integrity and sovereignty of Ottoman Empire, to minimize the interference of Russia, and to restructure the state that is selfsufficient. Therefore he developed a close friendship and established a close dialogue with ambassador of Great Britain in Istanbul, Stratford Canning, who was accepted as one of the most talented diplomats of 19th century. Abdülmecid wanted to take advantage of his vast diplomatic experiences. On the other hand, Great Britain was aware that it would cost Britain highly to remain unresponsive to the change of political status and balance of power in Europe against her interest. Those mutual expectations developed the bilateral relations and those relations peaked with the Crimean War. The key person in the Anglo-Ottoman relations was Stratford Canning. His dealing with Ottoman Empire’s domestic and foreign problems and having some effects on their results made him more than a diplomat. Knight of the Garter was a good chance for Great Britain to enhance its dominance on Ottoman Sultan. Thus, by honoring Sultan Abdulmecid with the Knight of the Garter in 1856, the highest noble title of Great Britain, the British and Ottoman relationship reached its zenith. The Knight of the Garter was presented by Stratford Canning on behalf of the Queen in Istanbul. That was an extraordinary practice. For the first time, the highest order of the British Empire was given to a Muslim sovereign and also the Caliph of the Muslims.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Araştırma Makaleleri |
Authors | |
Publication Date | April 1, 2016 |
Published in Issue | Year 2016 Volume: 80 Issue: 287 |
Belleten is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial 4.0 International License (CC BY NC).