Balkanlar XIX. yüzyılın getirdiği yeni fikirler ve siyasi akımların sonucunda Osmanlı hâkimiyetindeki milletler bağımsızlık için faaliyete başlamışlardır. Başta Rusya olmak üzere Osmanlı Devleti’ni paylaşmak isteyen Avrupalı devletler bu arzu ve istekleri desteklemişlerdir. Bu destek ve faaliyetler önce Yunanlıların Osmanlı Devleti’nden kopmuştur. Yunanlıları Bulgarlar, Sırplar ve nihayet Karadağlılar izlemiştir. Ancak bu faaliyetlerin getirdiği en önemli sorun bu bölgelerde yaşayan Müslüman nüfustu. Hıristiyan devletlerin ilk önceliği bölgelerindeki Müslüman nüfusu azaltmak olacaktır. Bu da büyük bir Müslüman nüfusun göç ettirilmesine sebep olmuştur. Fakat uygulanan bu politika göçmenler için sadece göç ettikleri bölgelerde verdikleri yaşam mücadelesi değil aynı zamanda geride bıraktıkları malları sorununu ortaya çıkarmıştır. Berlin Antlaşması bu anlamda büyük bir değişimi ortaya koymuş, göçmenlerin geride bıraktıkları malları garanti altına almıştır. Buradan hareketle makalede amacım Karadağ’ın Berlin Antlaşması ile bağımsız bir devlet olarak ilan edilmesinden sonra Karadağ topraklarında kalan bölgelerde yaşayan Müslümanların malları meselesini ele almak olacaktır. Karadağ Devleti’nin hâkimiyetinde yaşamak istemeyen ve çeşitli sebeplerle göç etmek zorunda bırakılan Müslümanlar Berlin Antlaşması gereği malları üzerindeki haklarını en azından gelirlerinde yararlanmak üzere devam ettirmeye çalışmaları ve yaşanan sorunlar makalenin temelini oluşturmaktadır.
As a result of the new ideas and political developments in the 19th century, the nations under the Ottoman rule in the Balkans aspired for independence. Notably Russia and other European states that wanted to share the lands under the Ottoman Empire supported their desire and willingness. With their support, Greeks became the first nation to get detached from the Ottoman Empire, followed by Bulgarians, Serbs and finally Montenegrins. The most important problem that resulted from the detachment of nations was the Muslim population living in these areas. The first priority of the Christian states in the regions was to reduce the Muslim population-a policy that led to the displacement of large Muslim population. However, this policy not only caused the Muslims struggle for their lives in the new emigrated regions but also raised the question of their lands and goods that were left behind. In this sense, the Treaty of Berlin has revealed a major change by securing immigrants’ belongings that they left behind. In this article I aim to examine the issue of lands and goods left in the territory of Montenegro by the Muslim population after the proclamation of Montenegro as an independent state by the Treaty of Berlin. The article is based mainly on the problems faced by the Muslim population which emigrated from Montenegro for various reasons and for not wanting to live under the Montenegrin state sovereignty and their continuing activities to exercise their rights on their belongings, at least through receiving revenue on their goods.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Araştırma Makaleleri |
Authors | |
Publication Date | April 1, 2016 |
Published in Issue | Year 2016 Volume: 80 Issue: 287 |
Belleten is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial 4.0 International License (CC BY NC).