Although Dutch connections with the Levant, especially in terms of pilgrimages to the Holy Land, and also within the context of the Crusades, may go back to the Middle Ages and perhaps even before, it was from the late sixteenth century onwards that these connections took a dramatic turn and were fully developed. Despite the political, economic, administrative and military problems with Spain after the 1560s, historically termed as the Eighty Years War (1567-68 to 1647-48), the States General of the Dutch Republic prudently took courageous steps and put in place sober policies to establish diplomatic relations with the Ottornan Empire and become a major player in the so-called "riches trade" with the Levant. Indeed, the Republic and the Ottoman Empire were both enthusiastic about forging their cooperation for mutual interests, and, from 1612 onwards, when the first Dutch diplomatic mission was set up in lstanbul, the Dutch primacy in the Levant was consolidated. Dutch merchants were granted by the Ottoman government special privileges and exemptions (i.e. the "capitulations") and, thus, strongly competed with, and even outplayed, other European trade colonies, especially the English, in the Levant. Along with the development of Dutch trade with the Ottoman Empire, there also began Dutch travels to the region. Among the early Dutch travellers, especially Cornelis de Bruijn (1652-1727), who stayed in Izmir and Istanbul for nearly three years (1678-1681) is of particular interest.
Hollandalıların Doğu Akdeniz ile ilgileri, özellikle Kutsal Topraklara yapılan haclar bakımından ve de Haçlı Seferleri bağlamında, Orta Çağlara ve belki de daha öncesine gitmekle birlikte, bu bağlantıların çarpıcı bir dönüşüme uğraması ve enikonu gelişmesi on altıncı yüzyılın sonlarından itibaren gerçekleşmiştir. 1560'lardan sonra İspanya ile yaşanan ve tarihi olarak Seksen Yıl Savaşları (1567-68'den 1647-48'e kadar) olarak adlandırılan siyasi, iktisadi, idari ve askeri meselelere rağmen Hollanda Cumhuriyetinin Genel Meclisi Osmanlı İmparatorluğu ile diplomatik ilişkiler kurmak ve Doğu Akdeniz ile "servet ticareti" diye adlandırılan faaliyette önemli bir aktör olmak için cesur adımlar atıp ciddi politikaları devreye sokmuştur. Gerçekten de, Osmanlı İmparatorluğu ile Hollanda Cumhuriyeti her ikisi de karşılıklı çıkarlar çerçevesinde işbirliğini geliştirmeye arzuluydular ve İstanbul'da ilk Hollanda diplomatik misyonunun kurulduğu 1612'den itibaren Doğu Akdeniz'deki Hollanda önceliği pekişti. Osmanlı hükümeti Hollandalı tacirlere imtiyazlar (kapitülasyonlar) ve muafiyetler tanıdı ve böylece Hollandalı tüccarlar Doğu Akdeniz'de diğer Avrupalı ticaret kolonileriyle, özellikler İngilizlerle zorlu bir rekabete girdi ve hatta onlara üstünlük sağladı. Osmanlı İmparatorluğu ile Hollandalıların ticaretinin gelişmesine paralel olarak, bölgeye aynı zamanda Hollandalı seyahatleri de başladı. İlk Hollandalı seyyahlar arasında, İzmir ve İstanbul'da üç yıla yakın bir süre (1678-1681) kalan Cornelis de Brujin (1652-1727) özel öneme sahiptir.
Primary Language | English |
---|---|
Journal Section | Araştırma Makaleleri |
Authors | |
Publication Date | August 1, 2011 |
Published in Issue | Year 2011 Volume: 75 Issue: 273 |
Belleten is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial 4.0 International License (CC BY NC).