Edirne Sarayı’nın inşası Sultan II. Murad tarafından başlatılmış, Fatih Sultan Mehmed zamanında tamamlanarak hizmete açılmış ve sonraki dönemlerde yapılan eklerle birlikte 19. yüzyılın sonlarına kadar kullanılmıştır. Bünyesinde yüz kadar yapıyı barındıran sarayın su ihtiyacını karşılamak için çeşitli kaynaklardan isale hatları ile sular getirilmiş olup bu suların dağıtımı ve kullanımı için su terazisi, maksem, çeşme ve havuz gibi yapılar inşa edilmiş; bunlara ilaveten yeraltı sularından da faydalanmak için kuyular açılmıştır. Bu büyük saray kompleksi Osmanlı-Rus ve Balkan savaşları sırasında büyük oranda yok edilmiş, diğerleri ile birlikte su yapılarının da çoğu yok olmuş; sadece, saray maksemi, Namazgâhlı Çeşme, Matbah-ı Âmire Çeşmesi ile bir kuyu ve su terazisi günümüze ulaşabilmiştir. Bu çalışmada, fotoğraf ve çizim gibi görsel bilgileri bulunanlar ile yukarıda bahsi geçen mevcut su yapılarının tanıtılıp değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Bunlar arasında 15. yüzyıla tarihlenen maksem, kütlesi ve üç katlı strüktürü ile benzeri olmayan anıtsal bir yapıyı teşkil etmektedir. Aynı zamanda bir meydan çeşmesi niteliğindeki Namazgâhlı Çeşme mimari ve süsleme özellikleri bakımından 18. yüzyılın başlarını yansıtır. Matbah-ı Âmire Çeşmesi, mutfak birimlerine suyun taksim edildiği maksemli bir çeşme niteliğindedir. Mahmudiye Kışlası yanında yer alan su terazisi, yukarı doğru daralan kare kesitli gövdesi ile bu tarz yapıların karakteristik özelliklerini taşır. Aynı zamanda birer su terazisi olduğu ileri sürülen Terazi Kasrı ve Adalet Kasrı’nın gerçekte böyle bir işlevi olduğu ise tartışmalıdır. Kuyu, ağız bileziği ve taş örgülü çeperi ile ayrıcı bir özellik göstermemektedir.
The construction of Edirne Palace was started by Sultan Murad II. It was completed and put into service in the time of Sultan Mehmed the Conqueror and was used until the end of the 19th century with the additions made in the following periods. To meet the water need of the palace, which contains about a hundred buildings, water was brought from various sources through water supply lines, and structures such as water tower, water depot, fountains and pools were built for the distribution and use of these waters; in addition to these, wells were drilled to benefit from groundwater. This large palace complex was largely destroyed during the Ottoman-Russian and Balkan wars, and most of the water structures were destroyed along with the others; only the water depot of the palace, Namazgâhlı Fountain, Palace Kitchens (Matbah-ı Âmire) Fountain, a well and a water tower have survived to the present day. In the study, it was aimed to introduce and evaluate those that are not available today but have visual information such as photographs and drawings, and the above-mentioned water structures. Among these, the water depot, dated to the 15th century, constitutes a unique monumental building with its mass and three-story structure. At the same time, Namazgâhlı Fountain, which is a public fountain, reflects the early 18th century in terms of its architectural and decorative features. Palace Kitchens Fountain is like a fountain with a water tank where water is distributed to kitchen units. The water tower located next to the Mahmudiye Barracks has the characteristic features of such buildings with its square-section body narrowing upwards. It is controversial that Terazi Pavilion and Justice Pavilion, which are claimed to be water towers at the same time, actually have such a function. The well does not differ from its counterparts with its well-curb and stone-woven wall.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Araştırma Makaleleri |
Authors | |
Publication Date | August 17, 2021 |
Published in Issue | Year 2021 Volume: 85 Issue: 303 |
Belleten is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial 4.0 International License (CC BY NC).