Çağımız Arap tarihçileri milliyetçilik akımının da etkisiyle yüzyılın başından beri Sadr-i İslam ve onu izleyen büyük Arap hamlesi dönemiyle meşgul olmayı ve o şanlı günlerin anılarını XX. yüzyıl Arap okuyucularına sunmayı yeğlemekte idiler. Oğuz yayılışı ile Yemen'e kadar hatta, Osmanlı gelişmesi ile bir yandan Kenya bir yandan Fas'a kadar Müslüman - Türk hakimiyetini, bir çeşit iç ezikliği ile konuşmamaya, üzerinde durmamaya, okullarında da bu dönemi Devretü'l, muzlime (Karanlık dönem) adı altında gayet sathi bir biçimde geçiştirmeye, kendi eğitim anlayışları, belki de manda ya da himaye rejimiyle bağlı oldukları İngiliz ya da Fransız yönetimlerinin etkisiyle ters bir biçimde ortaya koymaya çalışmakta idiler. Öyle ki Irak tarihi üzerinde derinleme bir çalışma yapan Abbas Azzavî eserine Tarihu'l-Irak beyne ihtilaleyn (Histoire de l'Irak entre deux Occupations) Bağdat 1945-56 adını vermiş, yani Bağdat'ın 1055 tarihinde Tuğrul Bey tarafından teshirinden General Allenby'nin 11 Mart 1917'de şehri işgaline değin süren dönemi Irak Arapları için bir işgal dönemi olarak tescil etmiştir. Ünlü Lübnanlı tarihçi Filib Hitti de Türk - Osmanlı egemenliğini, imparatorluğu oluşturan toplumlar için bir felaket devri olarak tasvir etmektedir. Tarihu'l-Arap. Mutavvel. Beyrut 1953. III. 835-846. Dikkat edilirse, 400 yıllık bir egemenlik süresini ve dönem içinde Kasr-i Şirin'den Vahran'a değin uzanan Arap toplumunun geçmişini de on sayfada özetlemekte kendine göre yarar görmüştür.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Kitap İncelemesi |
Authors | |
Publication Date | April 20, 1981 |
Published in Issue | Year 1981 Volume: 45/2 Issue: 178 |
Belleten is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial 4.0 International License (CC BY NC).