Research Article
BibTex RIS Cite

Tarih, Biz ve Atatürk

Year 1971, Volume: 35 Issue: 139, 453 - 456, 20.07.1971

Abstract

Dünyada umumi bilginin hemen hiçbir sahası, bizim ilk okul sıralarından beri öğrenmeğe çalıştığımız "Tarih" kadar çok, fikir münakaşaları ve dünya görüşü mücadeleleri içine sokulmuş değildir. Bunun neden ileri geldiğini uzun uzun araştırmağa pek lüzum yoktur; çünkü bu, tarihin mahiyetinden gelmektedir. Filhakika başka hiçbir ilim, -hattâ hukuk ve ilahiyat bile-, tarih kadar zamanın ve devrin fikir alemine tabi ve bağlı değildir. Çünkü ilim olarak tarih, devirlerin ve kültürlerin, geçmişten hesap verdikleri bir "form"dur. Hattâ bundan dolayı her neslin tarihini kendi yazması, tarih tablosunu kendisi çizmesi lazım geldiği bile iddia edilmiştir. Gerçekten, cihan tarihi gösteriyor ki, hiçbir devir, hattâ hiçbir nesil, kendi görüş ve anlayışı ile kendisine yeni bir "tarih tablosu" çizmekten, başka bir deyimle, yeni bir "tarihi şuurlaşma"dan müstağni kalamıyor. Bilhassa siyasi değişmeler ve yeni içtimai şekilleşmeler demek olan inkılap devirleri ve nesilleri bunu, sükün devirlerinden çok daha kuvvetle hissediyorlar. Çünkü milletler böyle zamanlarda varlıklarını korumak, kudretlerini geliştirmek ve, manevi kıymetlerine dayanarak geleceğe emniyetle yürümek için, kendilerini yeniden daha derin tanımak ve anlamak ihtiyacını duyuyorlar. Ve çünkü böyle zamanlarda milletler de -tıpkı bir insan gibi-, "ben ne olmalıyım? nasıl olmalıyım?" derlerken, önce, "ben neyim?" diye bir sual sormak zorunda kalıyorlar. Fakat, herkes teslim eder ki, bunu cevaplandırmak için de "ben nasıldım? nasıl oldum?" demeleri ve bunun cevabını vermeleri icap ediyor. Bu ise geçmişlerini tekrar gözden geçirmekle, daha doğrusu tarihlerine yeni bir bakışla mümkün ve kaabil olabiliyor. Çünkü, söylemeğe bile lüzum yoktur ki, bir milletin tabiatı, karakteri, mizacı, istidadı ve iktidarının hududu v.s., -tıpkı gene bir insanın ki gibi,- hep geçmişinde iradesi ile yaptığı, başardığı veya başaramadığı, işlerinde, yâni onun hayatının aynası olan "tarih'- inde görülebiliyor. Binnetice, milletler kendilerini ancak tarihleri içinden anlayabiliyorlar. Tarihe bu bakış ise, her defasında yeni bir "tarihi şuurlaşma" demektir.

Year 1971, Volume: 35 Issue: 139, 453 - 456, 20.07.1971

Abstract

There are 0 citations in total.

Details

Primary Language Turkish
Journal Section Araştırma Makaleleri
Authors

Halil Demircioğlu This is me

Publication Date July 20, 1971
Published in Issue Year 1971 Volume: 35 Issue: 139

Cite

APA Demircioğlu, H. (1971). Tarih, Biz ve Atatürk. BELLETEN, 35(139), 453-456. https://doi.org/10.37879/ttkbelleten.1189014
AMA Demircioğlu H. Tarih, Biz ve Atatürk. TTK BELLETEN. July 1971;35(139):453-456. doi:10.37879/ttkbelleten.1189014
Chicago Demircioğlu, Halil. “Tarih, Biz Ve Atatürk”. BELLETEN 35, no. 139 (July 1971): 453-56. https://doi.org/10.37879/ttkbelleten.1189014.
EndNote Demircioğlu H (July 1, 1971) Tarih, Biz ve Atatürk. BELLETEN 35 139 453–456.
IEEE H. Demircioğlu, “Tarih, Biz ve Atatürk”, TTK BELLETEN, vol. 35, no. 139, pp. 453–456, 1971, doi: 10.37879/ttkbelleten.1189014.
ISNAD Demircioğlu, Halil. “Tarih, Biz Ve Atatürk”. BELLETEN 35/139 (July 1971), 453-456. https://doi.org/10.37879/ttkbelleten.1189014.
JAMA Demircioğlu H. Tarih, Biz ve Atatürk. TTK BELLETEN. 1971;35:453–456.
MLA Demircioğlu, Halil. “Tarih, Biz Ve Atatürk”. BELLETEN, vol. 35, no. 139, 1971, pp. 453-6, doi:10.37879/ttkbelleten.1189014.
Vancouver Demircioğlu H. Tarih, Biz ve Atatürk. TTK BELLETEN. 1971;35(139):453-6.