Bu makalede Anadolu ve Yakın Doğu gibi kerpiç mimarinin egemen olduğu bölgelerde anıtların ve sitlerin temel koruma sorunları kısaca değerlendirildikten sonra, koruma hedefleri ile anıtların sergilenmesi arasındaki güçlü ilişki üzerinde durulacaktır. Arkeologların günümüzde giderek daha fazla gereksinimini hissettiği sergileme yaklaşımı, anıtların insanlığın tarihsel sürecinin tanığı olarak bize neler anlattığının gösterilmesini ve artık çok uzmanlaşmış olan bilgi dağarcığımızın toplumla paylaşılabilmesini kapsamaktadır.Makalede bu bakış açısı ile, Malatya Arslantepe'de bulunan, 4. binyıla tarihlenen ve iyi korunmuş durumda açığa çıkartılan birerken "saray" yapısı olan kerpiç yapı topluluğunun korunması ve sergilenmesi amacıyla uzun süreli bir çalışmayla hazırlanan ve artık gerçekleştirilmekte olan projesi tanıtılacaktır. Bu projede ana amaç yalnızca bu sıra dışı mimarinin planının, işlevinin ve duvar bezemelerinin korunması ve sergilenmesi değil, bu yapıların içlerindeki buluntularıyla birlikte bürokrasinin doğuşu, merkezi yönetim ve politik ekonomi, örgütlü savaş gibi erken devlet toplumunun, diğer bir deyişle modern toplumun temelini nasıl temsil ettiği konusunda ziyaretçiyi bilinçlendirmektedir.Tüm bu nedenlerle proje iki ana amaç çerçevesinde tanımlanmıştır. Bunlardan biri, yapı kalıntılarına hiçbir şekilde zarar vermeden arkeolojik tabakaların vurgulanması, ancak bununla birlikte anıtın doğru bir biçimde bir bütünlük içinde algılanmasının sağlanmasıdır. Diğer amaç, toplumla doğru ve etkili bir iletişimin sağlanması için bir göstergebilim uzmanı bu makalenin ortak yazarı ile işbirliği yapılmasıdır. Söz konusu uzman arkeologlarla yan yana çalışmış, önce konuyu anlamaya çalışmış, ardından arkeolojik alandan elde edilen en önemli tarihsel ve antropolojik sonuçları toplumun doğru anlayabileceği bir biçime dönüştürmüştür.
After a short review of the main problems concerning site and monument conservation in regions characterised by a prevailing mud-brick architecture, such as Anatolia and the Near East, the paper tries to emphasise the deep links existing between conservation aims and the needs - more and more felt by the archaeologists today -for exhibiting the preserved monuments, and, even more, showing what they tell us of the history of humankind, sharing our sometimes too specialised knowledge with a vast public. In this perspective the paper presents a long studied project, which is finally being realised, for protecting and exhibiting a large and well preserved mud-brick architectural complex, the very early "palatial" buildings of the 4th millennium BC at Arslantepe, Malatya. The main purpose is not only to protect and illustrate this extraordinary architecture, its plan, functions and wall decorations, but, most of all, to make people conscious of what these buildings and the materials found in them may represent for the understanding of the formation process of an early State society, i.e. the rise of bureaucracy, centralised politics and political economy, organised war, etc., in other words the bases of modern society. For all these reasons the project has been characterised by two main purposes: one has been not to disturb in any way the structures and the underlying archaeological levels as well as to create a correct perception of the monument as it was; the other purpose has been to give rise to a correct and effective communication with the public by cooperating with a semiotic scientist co-author of this paper who has worked side by side with the archaeologists trying first to understand and then to properly transmit the most important historical and anthropological results achieved in the site
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | September 1, 2010 |
Published in Issue | Year 2010 Issue: 8 |