İslam’ın mistik yorumu olan tasavvuf, zaman sürecinde şiir ile etkileşim içine girmiştir. Sûfilerin manevî âlemde yahut ruhanî yolculukta görüp yaşadıklarını anlatmak istemeleri, mecazlara dayanan tasavvufî şiir dilini ortaya çıkarmıştır. Şairane tasavvuf dili, M.S. 11. yüzyıldan sonra Arap ve İran şiirinde kullanılmaya başlanmıştır. Orta Asya’dan Anadolu’ya göç eden Türkler arasında bulunan dervişler, yeni topraklarda tasavvufun temelini atmışlardır. Osmanlı Devleti’nin kuruluşundan itibaren de idareciler ile tasavvuf ehli iletişim içinde olmuşlardır. Osmanlı toplumunu tesiri altına alan tasavvuf düşüncesi şairleri de etkilemiştir. Divan şairleri, oluşumunu daha önceki yüzyıllarda tamamlayan tasavvufî terminolojiyi, doğrudan doğruya ya da teşbih, telmih, istiare ve mecaz gibi edebî sanatlar aracılığıyla kullanmışlardır. Şiirlerde vahdet-i vücut anlayışı, tasavvufî aşk-âşık-sevgili, çeşitli tasavvufî kavram ve mecazlar, tarîkatlar ve âdetleri, tasavvuf ehlinin giysileri, kullandıkları eşyalar ve mekanları, sûfiler, tasavvufî tipler, tasavvufî konuda yazılan eserler gibi pek çok tasavvufî unsura yer verilmiştir. Tasavvufun insan, eşya ve kainatla ilgili tefekkürî bakışının bir sonucu olan sembolik ifadeler, Divan şiirine hem incelik, derinlik ve genişlik vermiş hem de varlığını uzun süre devam ettirmesine sebep olmuştur
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | July 1, 2008 |
Submission Date | October 31, 2014 |
Published in Issue | Year 2008 Number: 24 |