Var oluşunu bireysel sorgulamalarla anlamaya gayret edip kendi aydınlanmasını gerçekleştirebilmiş olan bir kimse için, yaşanılan kentin de mahallenin de sokağın da evin de farklı bir duyuş ve kabulleniş biçimi vardır. Dolayısıyla insanların yaşadıkları mekânla/kentle dünyayı anlamlandırmaları arasında mutlak bir ilişki söz konusudur. İkinci Yeni Şiiri, göçebelikten kurtulup kenti bir yaşam alanı olarak kabul eden insanı merkeze alır. Bu insanın yaşanmışlığını, zedelenmişliğini, mecbur bırakılmışlığını ve insanî tarafının geri plâna itilerek modern tüketimin öznesi haline getirilişini şiirselleştiren bir hareket olarak belirmektedir. Bu şiir hareketinin içerisinde yer alan şairler, özellikle 1950 ve 1970 arasında meydana getirdikleri metinlerle, insanî tıkanmışlığı bizzat yaşayan ve kentlileşmeyle birlikte içi boşaltılan yaşam alanlarının huzursuzluğunu hisseden kimselerdir. Benleri etrafında örgülenen ve bireysel varlık alanlarına ulaşmalarına engel olan kente/modern dünyaya ait hususları yine “ben”lerinden hareketle dile getiren İkinci Yeni şairleri, sözü edilen gayretle aynı zamanda, Modern Türk Şiiri'nin sistemli bir yapı içerisinde kuramsallaşmasına da imkân tanımışlardır
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | March 1, 2011 |
Submission Date | October 31, 2014 |
Published in Issue | Year 2011 Number: 29 |