Kırsal kesimden kente göç olgusu, tarihin en eski çağlarından bu yana kesintisiz olarak devam etmekle birlikte, Sanayi İnkılabı’ndan sonra daha da hızlanır. 1950 sonrası kentleşmenin hızlanması ile birlikte Türkiye’de de kırdan kente doğru yoğun göç dalgaları yaşanır. Ancak sa-nayileşme sürecini sağlıklı bir şekilde atlatamadan kentleşmeye çalışan ülkelerde olduğu gibi Türkiye’deki kentleşme hareketi de -en başından beri- sorun olagelir. Bu yüzden, birçok sanatkâr gibi Mustafa Kutlu da Türkiye’nin toplumsal değişim ve dönüşümünün bir parçası olan kırdan kente göç olgusunu, hikâyelerinin ana temalardan biri olarak ele alır. Mustafa Kutlu’nun hikâyelerinde göçün akış yönü -genel itibariyle- kır-dan kente/İstanbul’a iken, bazı hikâyelerinde bu durumun tersine olarak kentten kıra doğrudur. Söz konusu durum, bazı hikâyelerinde zorunlu, ba-zılarında ise keyfî sebeplerden kaynaklanır. Bu incelemede; Uzun Hikâye, Tirende Bir Keman, Mavi Kuş, Beyhude Ömrüm, Zafer Yahut Hiç, Hayat Güzeldir, Kapıları Açmak ve Ortadaki Adam adlı kitaplardan hareketle Mustafa Kutlu’nun hikâyelerinde 1950 sonrası tersine göç olgusu karşı-laştırmalı bir metotla incelenmeye çalışılacaktır.
The fact of immigration from countryside to urban areas has been continuing uninterruptedly since the beginning of the hu-man history, yet after the Industrial Revolution it has accelerated. With the acceleration of urbanization after 1950, the immigration from country-side to urban areas occurred intensely in Turkey. This movement of immigration in Turkey has become a problem since the beginning just like in other countries which tried to succeed in urbanization without over-coming the Industrial Revolution process. That's why Mustafa Kutlu, like so many artists, uses the fact of immigration from countryside to urban areas which is a part of social change and transformation as one of the main themes of his stories. Although the direction of immigration is gen-erally from rural to urban/Istanbul in his stories, in some stories it is just the opposite, from rural to urban/Istanbul. In some of his stories this mi-gration is obligatory, yet it is arbitrary in some others. In this paper, the opposite immigration fact after 1950 in Mustafa Kutlu's some stories will be studied on the basis of Uzun Hikâye, Tirende Bir Keman, Mavi Kuş, Beyhude Ömrüm, Zafer Yahut Hiç, Hayat Güzeldir, Kapıları Açmak and Ortadaki Adam using a comparative method.
Journal Section | Articles |
---|---|
Authors | |
Publication Date | June 15, 2016 |
Submission Date | June 15, 2016 |
Published in Issue | Year 2016 Sayı: 39 |