Üniversite hakikatin araştırıldığı ve öğrenildiği bilimsel bir ortamdır. Hakikati, hiçbir sınırlama olmaksızın, hakikat uğruna araştırmak üniversitenin amacı ve görevi kabul edilir. Bu görev de akademisyen ve öğrencilere yüklenilir. Hakikati aramada ve öğrenmede özerklik ve özgürlük üniversitenin ana niteliklerindendir. Devlet ve toplum onu bu niteliği ile tanır, kabul eder ve destekler. Üniversitenin ve birimlerinin varlığı bu kabul ve desteğe bağlıdır. Üniversitenin bir diğer özelliği ise evrensellik ve bütüncüllüktür. Hakikati aramada geniş ve bütüncül bakabilen entelektüeller yetiştirmek bu özelliğe dahildir. Bilim alanlarındaki özelleşmelerin getirdiği daralmaların üniversite kavramının genişlik, bütüncüllük ve entelektüellik niteliklerine halel getirdiği eleştirisi getirilir. Üniversitede ilahiyat denildiğinde ilk akla gelenler de üniversitenin genel karakteristikleri olmakta ve ilahiyatın bir bilim alanı olup olmadığı, dolayısıyla üniversiteye aidiyeti sorgulanmaktadır. Bu bağlamda şu tür bir soru ortaya çıkmaktadır: İlahiyat, hakikatin hakikat için arandığı, akademisyen ve öğrencilerin özerk ve özgürce hakikati araştırıp öğrendikleri, toplum, devlet ve bilim camiası tarafından kabul ve destek gören akademik bir bilim alanı mıdır? Bu yazıda İlahiyatın üniversitede bir bilim alanı olarak yer alışının sosyal-politik ve bilimsel teorik temellendirilmesi üzerinde durulmaktadır. Bu amaçla ilgili literatür taranmış ve metin analizine tabi tutulmuştur. Elde edilen veriler Türk üniversitelerinde ilahiyat fakültesi bağlamında değerlendirilmektedir. Sonuç olarak İlahiyatın bir bilim alanı olarak üniversitede yer almasının bilim-teorisi ve sosyal-politik açılardan temellendirilebilir olduğu değerlendirilmiştir.
The university is a scientific space where truth is investigated and learned. The purpose and task of the university is considered to investigate, truth for the sake of truth without any limitation. This mission is assigned to academics and students. Autonomy and freedom in seeking and learning the truth are the main qualities of the university. The state and society recognize, accept and support the university with this quality. The existence of university and its units is affiliated with this acceptance and support. Another feature of the university is universality and holisticity. The relevant feature involves training intellectuals who can sight broadly and wholeheartedly at the search for the truth. That statue voice criticism about constrictions brought about by the specializations in the field of science vitiates the concept of the university in terms of breadth, integrity and intellectuality. When the theology is mentioned in the university, the first ones that come to mind are the general characteristics of the university and whether theology is a field of science, and therefore its belonging to the university is questioned. In this context, such a question arises: Is theology an academic field of science where truth is sought for truth, where academics and students research and learn truth autonomously and freely, and which are accepted and supported by society, the state and the scientific community? This paper will focus on the social-political and theoretical scientific basis of the place of theology as a scientific field in the university. For this purpose, the relevant literature are reviewed and applied the subject to text analysis. The data obtained are evaluated in the context of the Faculty of Theology at the Turkish university. As a result, it is evaluated that the inclusion of theology in the University as a field of science can be based on science-theory and social-political aspects.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Religious Studies |
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | June 22, 2022 |
Submission Date | March 22, 2022 |
Published in Issue | Year 2022 Issue: 13 |
Turkish Journal of Religious Education Studies is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial 4.0 International (CC BY-NC 4.0) License.