Beginning to describe the adventure of human beings from the creation of souls through the metaphor of the ney, Mawlānā reveals the nature of man by answering questions such as “what is man, how should he live, where does he come from and where does he go?” from the first couplet to the last couplet of the Masnavi.
According to Mawlānā, the response of the souls to Allah's address at the bezm-i elest is the beginning of a covenant. The sending of the souls in love with God to this corporeal realm by being clothed in bodies signifies a testing process in which those who remain faithful to their covenant will be distinguished from those who betray it. Therefore, the purpose of life is to observe the secrets and wisdoms of the world, to try to rise in the spiritual world without succumbing to the temptations of the world, and ultimately to live in the circle of Allah's pleasure.
Many prophets and saints, especially our Prophet, who set an example for people in this difficult process, were subjected to cruel treatment by those who were fooled by the pettiness of the corporeal realm and had to pass through many bloody paths.
In the 13th couplet of the Masnavi, which is the subject of our study, Mawlānā, in the language of the ney, refers to the difficulties faced by the perfect human being (insan-ı kâmil) while referring to what the soul experiences in the process of its development.
Rûhların yaratılmasından itibaren insanın serüvenini ney metaforu üzerinden anlatmaya başlayan Hz. Mevlâna, Mesnevî’nin ilk beytinden son beytine kadar “insan nedir, nasıl yaşamalıdır, nereden gelir, nereye gider?” vb. soruların cevabını vererek bu müstesna varlığın mahiyetini ortaya koyar.
Hz. Mevlânâ’ya göre, Allah’ın bezm-i elestteki hitabına rûhların verdikleri cevap bir ahdin başlangıcıdır. Allah’a âşık olan rûhların beden giydirilerek bu cismâniyet âlemine gönderilmesi, ahitlerine sâdık kalanlarla ihanet edenlerin ayırt edileceği bir imtihan sürecini ifade eder. Bu nedenle hayatın gayesi; âlemdeki sırları ve hikmetleri müşahede etmek, dünyanın cazibesine kapılmadan manâ âleminde yükselmeye çalışmak ve en sonunda Allah’ın rızası dairesinde yaşamaktır.
İnsanlara bu zorlu süreçte örneklik teşkil eden başta Peygamber Efendimiz olmak üzere birçok peygamber ve Allah dostu cismâniyet âleminin süfliyetine kananlar tarafından zalimane muameleye tabi tutulmuşlar, nice kanlı yollardan geçmek zorunda kalmışlardır.
Hz. Mevlânâ, çalışmamızın konusu olan Mesnevî’nin 13. beytinde ney diliyle bir yandan rûhun tekâmülü sürecinde yaşadıklarına atıf yaparken diğer yandan da kemâle ermiş insanın (insan-ı kâmil) karşılaştıkları zorlukları anlatır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Osmanlı Sahası Dışındaki Klasik Türk Edebiyatı |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 17 Aralık 2024 |
Yayımlanma Tarihi | 17 Aralık 2024 |
Gönderilme Tarihi | 10 Kasım 2024 |
Kabul Tarihi | 28 Kasım 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Cilt: 9 Sayı: "Dinle Neylerden" Mesnevî'nin İlk 18 Beyit Şerhleri Özel Sayısı |