For centuries, Mevlânâ’s Mesnevî has been a work that has appealed to a wide range of readers belonging to different nations, different cultures and even different beliefs in a very wide geography. Originally in Persian, the work has been translated into almost all languages of the world and has been commented on many times at different times for better understanding. In some of these commentaries, the entire work was explained, while in others, various selected sections were explained. In these commentaries, the first eighteen couplets, written by Mevlânâ himself, have been given special importance. This article, which is part of a study aiming to bring together the commentaries of the first eighteen couplets of the Mesnevî, each couplet by a different researcher, will deal with the ninth couplet of the work. In this framework, previous commentaries will also be evaluated and the couplet in question will be explained. The ninth couplet of the Mesnevî is based on the contrast between the elements of “raw (reed/human) and mature (ney/perfect human)”, “fire and air” and “existence and non-existence”. The words “ney, fire and air”, all of which are symbols, are used to refer to concepts such as “bekâ (eternity)” and “fenâ (mortality)”, “vahdet (oneness)” and “kesret (multiplicity)”, which have equivalents in the sufi system of thought. Through these symbols, it is explained that the person should be purified from the desires and desires of the mortal world, which is the world of fraction/existence, and that he should burn his material existence with the fire of love and fill his heart with divine love and thus reach eternal happiness.
Mevlânâ’nın Mesnevî’si yüzyıllardır çok geniş bir coğrafyada farklı milletlere, farklı kültürlere hatta farklı inançlara mensup oldukça geniş bir okuyucu kitlesine hitap eden bir eser olagelmiştir. Orijinali Farsça olan eser, neredeyse dünyanın bütün dillerine tercüme edildiği gibi daha iyi anlaşılabilmesi için farklı zamanlarda pek çok kez şerh edilmiştir. Yapılan şerhlerin bazılarında eserin tamamı, bazılarında ise seçilen çeşitli bölümleri açıklanmıştır. Bu şerhlerde Mevlânâ’nın kendisi tarafından kaleme alınmış olan ilk on sekiz beyte özel bir önem atfedilmiştir. Her beyti farklı bir araştırmacının kaleminden olmak üzere Mesnevî’nin ilk on sekiz beytinin şerhini bir araya getirmeyi amaçlayan bir çalışmanın parçası olan bu makalede eserin dokuzuncu beyti ele alınacaktır. Bu çerçevede daha önce yapılan şerhler de değerlendirilerek söz konusu beyit açıklanmaya çalışılacaktır. Mesnevî’nin dokuzuncu beyti, “ham (kamış/insan) ile olgun (ney/insan-ı kâmil)”, “ateş ile hava” ve “varlık ile yokluk” unsurları arasındaki tezat üzerine kurulmuştur. Hepsi birer sembol olan “ney, ateş ve hava” kelimeleri üzerinden “bekâ” ile “fenâ”, “vahdet” ile “kesret” gibi tasavvufi düşünce sisteminde karşılıkları olan kavramlara gönderme yapılmıştır. Söz konusu semboller üzerinden, kişinin kesret/varlık âlemi olan fani dünyaya ait heveslerden, arzulardan arınması ve maddi varlığını aşk ateşiyle yakıp gönlünü İlahi aşkla doldurması ve böylelikle ebedî mutluluğa erişmesi gerektiği anlatılmıştır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Osmanlı Sahası Dışındaki Klasik Türk Edebiyatı |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 17 Aralık 2024 |
Yayımlanma Tarihi | 17 Aralık 2024 |
Gönderilme Tarihi | 10 Kasım 2024 |
Kabul Tarihi | 3 Aralık 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Cilt: 9 Sayı: "Dinle Neylerden" Mesnevî'nin İlk 18 Beyit Şerhleri Özel Sayısı |