Tarihin ilk dönemlerinde bulunmayan hudut ya da sınır kavramı toplu yaşama geçiş, koruma ve kontrol altına alma düşüncesinin gelişmesiyle birlikte ortaya çıkmıştır. Yerleşik düzene geçişle beraber özel mülkiyetin korunması ve kontrol altına alınması düşüncesinden hareketle başlangıç seviyesinde devletler kurulmuştur. Devletler koruyup kontrol altında tutacakları toprakları belirlemek düşüncesi ile sınırlar tasarlamış ve inşa etmişlerdir. İlk dönemlerde devletler için bu sınırlar girişi engelleyen fiziksel bariyerlerden ibaret kalsa da belirli bir geçiş aşamasından sonra modern ulus devletlerin ortaya çıkışı ve teknolojik alandaki gelişmelerle birlikte sınır algısı da değişmeye başlamıştır. Modern ulus devletler ve teknolojik alandaki gelişmelerle birlikte sınırlar, belirsiz ve esnek yapılar olmaktan çıkıp, belirgin bir şekilde devletleri birbirinden ayrıştıran, kısıtlayan, katı ve askeri bir görünüme geçiş yapmıştır. Bu değişim ve dönüşüm aynı şekilde Osmanlı Devleti’nde de yaşanmıştır. Osmanlı Devleti klasik dönemden itibaren sınırlara önem verdiği gibi buraların korunması için çeşitli teşkilatlar meydana getirmiştir. Akıncı Ocağı, Serhad Kulu gibi teşkilatlar bu yapılanmanın en önemli unsurları olarak görev yapmışlardır. 19. yüzyılın ikinci yarısında hudut komiserlikleri ortaya çıkmış, 1894 yılında bunlarla ilgili bir talimatname hazırlanmış ve 20. yüzyılın başında 1912 yılında bir nizamname düzenlenmiştir. 20. yüzyılın başında bir taraftan Osmanlı Devleti’nin sınırları daralıp diğer taraftan da ulus devlet formuna doğru bir değişim yaşanırken devlet sınırlarını korumak için yeni önlemler alma ihtiyacı duymuştur. Bu nedenle 1912 yılında hudut bölükleri ve müfrezelerinin görevlerinin kapsamını belirlemek için “Hudud Müfrezelerine Ait Talimat” başlıklı bir talimatname hazırlanmıştır. Hudut bölükleri ve müfrezeleri sınırlarda emniyet ve asayişi bu talimatnameye göre sağlamaya çalışmışlardır. Bu çalışmada 1912 yılında kabul edilen talimatname çerçevesinde hudut bölükleri ve müfrezelerinin görev ve vazifeleri ele alınmıştır.
The concept of border or frontier, which did not exist in the early periods of history, emerged with the transition to communal life and the development of the idea of protection and control. Upon the transition to the settled life, states were established at the preliminary level with the idea of protecting and controlling private property. States have designed and built borders with the idea of determining the territories they will protect and keep under control. In the early periods, these borders were merely physical barriers that prevented crossing, but after a certain transition phase, with the emergence of modern nation-states and technological developments, the perception of borders began to change. Modern nation-states and technological developments have transformed borders from being indefinite and flexible structures to a rigid and militarised form that clearly separates and restricts states from each other. This change and transformation were also experienced in the Ottoman Empire in the same way. The Ottoman Empire placed great importance on borders since the classical period and created various organizations for the protection of these borders. The organizations such as Akıncı Ocağı and Serhad Kulu served as the most important elements of this structure. Border commissioners emerged in the second half of the 19th century, an instruction regarding them was prepared in 1894, and a regulation was drawn up in 1912 at the beginning of the 20th century. At the beginning of the 20th century, as the borders of the Ottoman Empire were shrinking on the one hand and a change towards the nation-state form was taking place on the other, the state felt the need to take new measures to protect its borders. Therefore, in 1912, a regulation titled “Instruction for Border Detachments” was prepared to determine the scope of the duties of the border companies and detachments. Border companies and detachments tried to ensure security and public order at the borders according to this instruction. In this study, the duties and tasks of the border companies and detachments are discussed within the framework of the instruction adopted in 1912.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | History of The Republic of Turkiye, Ottoman Institutions and Civilization (Other) |
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | September 28, 2024 |
Submission Date | July 8, 2024 |
Acceptance Date | September 8, 2024 |
Published in Issue | Year 2024 Issue: 81 |
Content of this journal is licensed under a Creative Commons Attribution NonCommercial 4.0 International License