Bu çalışmada Covid-19 açıkça bir kriz olarak betimlenmekte ve medya, siyasi tutum ve sağlık iletişimi bu
krizin kaynakları olarak görülmektedir. Koronavirüs hastalığının diğer yaygın bilinen adıyla Covid-19’un
hayatımıza girdiği günden beri televizyonlarda açıklanan vaka sayıları ve ölüm oranları, halkta yaratılan
korku, panik ve endişe durumu, tıp doktorları ve konunun uzmanlarının günden güne değişen açıklamaları,
yaşanan durumu krize çevirmiş ve iletişimde açıklık ve şeffaflık sağlanamamıştır. Sosyal medyada yaşanan
bilgi kirliliği ile yanlış bilgi üretimi, virüsün yayılma hızından bile fazla olmuş, insanlar doğru kaynaklardan
doğru bilgiye erişmede zorluklar yaşamıştır. Yaşanan halk sağlığı krizinin siyasi kişilikler tarafından politize
edilmesi, virüsün yayılmasına yönelik alınan tedbirlere uyulmasını zorlaştırmıştır. Dünya üzerindeki
bütün ülkelerin insan hayatını kurtarmakla ekonomiyi kurtarmak arasında bir seçim yapmak zorunda
kalması, hastalık tehdidinin algılanan ciddiyetini doğrudan etkilemiştir. Bu çalışma sonucunda iletişimin
merkeziyetine vurgu yapılmakta olup, dünyada yaşanan bu salgının etkin, önceden planlanan iletişim
stratejileriyle yürütülmesi, bilim ile halk arasında yalın, anlaşılır ve amaca dönük iletişimin kurulması
gerektiğinin altı çizilmektedir.
In this study, Covid-19 is clearly described as a crisis and media, political attitudes and health communication
are seen as sources of this crisis. Since the day the coronavirus disease entered our lives, the number of
cases and death rates announced on television, the fear, panic and anxiety created in the public, the daily
changing statements of medical doctors and experts in the field have turned the situation into a crisis
and clarity and transparency in communication has not been achieved. With the information pollution in social media, the production of false information has been even more than the spread of the virus, and
people have had difficulties in accessing the right information from the right sources. The politicization of
the public health crisis by political figures has made it difficult to comply with the measures taken for the
spread of the virus. The fact that countries around the world have to choose between saving human lives or
saving the economy has directly affected the perceived severity of the disease threat. As a result of this study,
the centrality of communication is emphasized and it is underlined that this epidemic in the world should
be carried out with effective and pre-planned communication strategies, and simple, understandable and
purpose-oriented communication should be established between science and the public.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Communication and Media Studies |
Journal Section | Review Articles |
Authors | |
Publication Date | December 31, 2021 |
Submission Date | May 4, 2021 |
Published in Issue | Year 2021 |
Türkiye İletişim Araştırmaları Dergisi'nde yayımlanan tüm makaleler Creative Commons Atıf-Gayri Ticari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.