Bu çalışmada, İbnü'l-Arabi adının İslam ve Osmanlı tasavvuf tarihinde özel bir anlama sahip olduğu tarikatlardan biri olan Nakşibendi geleneğindeki yerinin incelenmesi amaçlanmaktadır. Öncelikle, bir tarikatın geleneğinde İbnü'l-Arabi'ye dair görüşlerin değişmeyen tek bir çizgi takip etmediğini unutmamalıyız. İlk dönem Nakşibendileri İbnü'l-Arabi'ye ilgi ve hayranlık duyarken Sirhindi İbnü'l-Arabi'ye eleştirel yaklaşımı ile dikkat çekti. Aslında, Sirhindi-Mektubôt-vahdet-i şühüd ile İbnü'l-Arabi-Fızsds-vahdet-i vücüd arasındaki çelişki her zaman zannedildiği kadar derin değildi ve xıx. yüzyılda hızlı bir biçimde İslam dünyasını etkisi altına alan Halidi örnekleri İbnü'l-Arabi adının Nakşibendi çevrelerinde hala unutulmadığını gösteriyordu.
İbnü'l-Arabi Sirhindi Nakşibendi vahdetü 'l-vücüd vahdetü' ş-şühüd
Bölüm | Makaleler |
---|---|
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Haziran 2007 |
Gönderilme Tarihi | 25 Temmuz 2017 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2007 Sayı: 6 |