yöneltmek amacıyla bir şeyler söyleyeceğim. Bu sistemli bir konferans olmaktan çok, sizi biraz serbest bir şekilde düşünmeye sevk etmek amacını taşıyor. Çocuk edebiyatının bugünkü meseleleri nelerdir? Çocuk edebiyatı dediğimiz zaman neleri düşünmemiz, nelerle bağlantı kurmamız lazım? Çocuk edebiyatı dediğimiz zaman çok basit bir şeyden bahsediyoruz sanıyor çoğu kimse. Halbuki çocuk edebiyatı inanılmayacak kadar karmaşık bir konu. İnsanın söz konusu olduğu her yerde karışıklık değil, ama mutlaka karmaşıklık mevcuttur. Çocuk edebiyatı sadece güzel sanatların işi midir? Anneannelerimiz, babaannelerimiz, ninelerimiz bize masal anlatırken, hiç de bir güzel sanat icra etmek amacıyla bunu yapmıyorlar. Veyahut radyolarda masal anlatanlar sadece güzel sanatların bir kolunu icra etmek amacında değiller. Üstelik onlar bu işleriyle hayatlarını kazanıyorlar. Şu halde ilk anda iktisatla sevginin bağlantısını kuruyoruz. Biz, mesleğimiz icabı edebiyat alanından geldiğimiz için çocuk edebiyatı dediğimizde, çocuk edebiyatına mutlaka edebiyat açısından bakıyoruz. Yani diyoruz ki çocuk dili bu vasıtayla öğrenir. Şu halde çocuk edebiyatında dilin etkili, doğru ve güzel kullanılması, hayal gücünü geliştirmesi lazım diyoruz. Onun için de bir takım benzetmelerde bulunuyoruz. Veyahut ancak tahlil ettiğimiz zaman anlamına ulaştığımız bazı basmakalıp klişelerle masallarda karşılaşıyoruz. Sonra bu masalları dinlerken, çocuğun düşünme melekesini geliştirmesini, eğlendirmesini de istiyoruz. Hem eğlendirsin hem eğitsin diyoruz. Bu noktaya ulaştığımızda iş hayli basitleşmiş gibi görünüyor. Halbuki çocuk eserlerini incelemeye başladığımız zaman, bunun ne kadar çileli bir iş olduğunu anlıyoruz. Bunu çocuk edebiyatıyla uğraşan meslektaşlarımız iyi bilirler. En basit sözler bile tahlil edilmeye muhtaçtır. Nasıl başlar masallar hatırlayın: “Bir varmış, bir yokmuş.” Bu anlamsız gibi görünen söz, hayatın kendisidir zaten. Hayat bir var bir yok. Yılların nasıl geçtiğini insan anlayamıyor. Günler inanılmaz bir hızla geçiyor. Şu halde gerçekten bir var bir yok. Anlatacaklarımız da böyle. Bize masalın daha ilk cümlesi hayattaki geçiciliği ve değişmeyi hissettiriyor: “Bir varmış, bir yokmuş.” Arkasından ne geliyor, “evvel zaman içinde kalbur saman içinde.” Bu ne demektir Müthiş bir bolluk var. Samanı ayıklamak bile mümkün değil. Kalbur samanın içinde kalmış. Onun içersinden masalcı büyük bir maharetle bir küçücük saman parçasını bize masal diye yutturuyor. Yani masalcı diyor ki “sakın benim bu söylediklerime inanmayın, benim anlattıklarımın hepsi hem gerçektir hem hayaldir” veyahut gerçek dışı bir şeydir. Giriş cümlesinde dinleyicilerini uyarsa da, hayalle gerçeği ilk anda masalcı karıştırıyor. Karıştırınca bizim kafamız da karışıyor. Tabi çocuk çok seviniyor. Bunlar birbirine zıt sözler ve çocuk, anlamını çözemese de kelime ve ek tekrarlarının oluşturduğu ahenkten hoşlanıyor. Dikkat ederseniz bunlarda bir ritim de var. Bunlara biz tekerleme diyoruz. Tekerleme masallarda çok
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | April 1, 2006 |
Submission Date | November 14, 2015 |
Published in Issue | Year 2006 Volume: 19 Issue: 1 |