Keynesyen ekonomik felsefe, 2. Dünya Savaşı sonrasından 1970’li yıllara kadar kapitalist devletler bakımından büyük önem taşımıştır. Ancak, 20. yüzyılın son çeyreğinde yaşanan küresel birtakım önemli gelişmelerle birlikte, Keynesyen ekonomik politikalar da önemini yitirmeye başlamıştır. Bu gelişmelerden ilki, kapitalist ekonomilerde 1970’lerde yaşanan petrol ve stagflasyon krizleri; ikincisi ise, büyük ölçüde ilkinin bir uzantısı olarak, 1980’lerde başta İngiltere 1979 ve ABD 1980 olmak üzere gelişmiş birçok ülkede muhafazakâr partilerin iktidara gelmeleridir. İktidara gelen bu hükümetler, o zamana dek uygulanan iktisadi politikaları ve kurumsal çerçeveyi değiştirmeyi amaçlayan programlarını uygulamaya koymuşlardır. Bir diğer önemli gelişme de, 1980’lerin sonları ve 1990’ların başlarında, sosyalist dünyadaki “yeniden yapılanma” ve “açıklık” politikaları ve sosyalist sistemin etkisini kaybetmesiyle ortaya çıkan ülkelerin, ”piyasa ekonomisi” ne yönelme süreçleridir. Bu gelişmeler sonucunda iktisatçılar, Keynesyen iktisada alternatif bir yaklaşım içerisinde, 20. yüzyıl ortalarında yükselen sosyalist dalgaya karşı serbest piyasa ekonomisini savunan, Friedrich August von Hayek’in düşüncelerini yeniden gündeme getirme ihtiyacı duymuşlardır. Ayrıca, Hayek’in 1974’te Gunnar Myrdal ile birlikte, Nobel İktisat Ödülü’nü alması, bu yöndeki çalışmalara olan ilgiyi daha da artırmıştır. Dolayısıyla, bu çalışmada, günümüzde de önemini koruyan Hayek’in iktisat teorisi ile ilgili görüşleri üzerinde durulurken, mensubu olduğu Avusturya Okulu ve metodolojisi, Hayekçi paradigmanın temel özellikleri, piyasa düzeni ve rekabet konuları da ele alınmaya çalışılmıştır
Avusturya İktisat Okulu Sübjektivizm Piyasa düzeni Katallaksi Bilgi Rekabet Metodoloji Liberal ekonomi
Keynesian economic philosophy, aftermath of the World War II until the 1970s, has been enormously important in terms of the capitalist states. However, along with a number of global important developments in the last quarter of the 20th century, Keynesian economic policies began to lose importance. The first of these developments is the oil crisis and the stagflation of capitalist economies of the 1970s; the second, substantially as an extension of the first, at the 1980s in many developed states including UK 1979 and the USA 1980 , conservative parties came to power. The governments that came to power have put programs to work, aiming to change the economic policies and institutional framework implemented until then. Other important developments in the late 1980s and early 1990s are the "restructuring" and "openness" policies in the socialist world and the "market economy" orientation processes of the emerging countries as the outcome of the loss of the effect of socialist system. As a result of these developments, economists, as an alternative approach to Keynesian economics, felt the need to reintroduce the ideas of Friedrich August von Hayek who had defended the market economy against the rising socialist tide in the mid-20th century. Furthermore, as Hayek received the Nobel Prize in Economics with Gunnar Myrdal in 1974, the interest to the studies in this direction has further increased. Therefore, in this study, as emphasizing on the opinions of Hayek’s economic theory which is still on the agenda, the Austrian School and its methodology, key features of the Hayek’s paradigm, organization of the market and competition issues have been discussed
Austrian School of Economics Subjectivism Market organization Catallaxy Information Competition Methodology Liberal economy
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | June 1, 2013 |
Published in Issue | Year 2013 Volume: 2 Issue: 4 |