Kent sakinlerinin bireysel, toplumsal varoluş düzlemlerini belirleyen sadece kentin fiziki koşulları değildir. 21. yüzyılda kent; siyasetin, etiğin, estetiğin, ekonominin, gündelik yaşam kültürünün belirleyici uzamıdır. Bu açıdan kent, bireyin bilinci, insanlığın hafızasıdır. Tarihselliği açısından kent deneyimi, farklılaşma ve ayrışmanın yaşandığı sosyolojik düzlemi ifade eden bir kavramsallaştırma olarak karşımıza çıkmaktadır. Dolayısıyla kent, sadece fiziksel bir yeri veya toplumsal organizasyon biçimini ifade etmekle kalmaz. Kentin kamusal alanlarının niteliği, işlevi; kent hakkı kullanımı, kente aidiyet, kentlilik, kentsel yaşam biçimi bu kavramsallaştırmanın sosyolojik tezahürleri olarak karşımıza çıkar. Kent böylelikle farklılaşma ve ayrışmanın tarihsel sahnesi olmaktadır. Bu anlayışla çalışmada bağlamları ve etkileri bakımından kendi içerisinde katmanlı bir yapıya sahip olan kent sorunsalının çözümlenmesinde, farklı bakış açılarına dayalı tartışmalarda ontolojisini yitiren kent sorunları için, kent deneyimi kavramı temel alınmıştır. Çalışmada somut olarak gösterilmek istenen, bir farklılaşma ve ayrışma arenası olan kentin çağdaş sorunlar bakımından ele alınmasında “kent deneyimi” kavramının hem empirik ve de objektif bir kent anlayışında sosyal bilimcileri buluşturabileceğidir. Böylece kent deneyimi kavramsallaştırması çerçevesinde kentin tarihselliğini, bugününü ve geleceğini “konumlandırmak”, pratiklerini “sorunsallaştırmak”, insanlık tarihindeki önemini “anlamak” ve “kültürlerüstü bir nesnellik”le ele alınabilmesini sağlamak amaçlanmaktadır
It is not only the physical conditions of the city that determine the individual, social existence dynamics of the inhabitants. In the 21st century, the city is the determinant extent of politics, ethics, aesthetics, economy and daily-life culture. In this respect, the city is the consciousness of the individual and the memory of humanity. In terms of its historicity, the urban experience is a conceptualization that expresses the sociological milieu in which differentiation and segregation take place. Therefore, the city is not only a physical place or an ordinary form of social organization. The characteristics and functions of the public spaces of the city; the use of the right-to-city, identity in the city, urbanity, urban life style are the sociological manifestations of this conceptualization. The city thus becomes the historical stage of differentiation and segregation. With this understanding, in the analysis of the urban problematic which has a stratified structure in terms of its contexts and effects, the concept of urban experience was taken as the basis for the urban problems that lost the ontology in the discussions based on various perspectives. The aim of this study is to propose perceptibly that the concept of “urban experience”, which is an arena of differentiation and separation, can bring social scientists together to the both empirical and objective understanding of urbanization in terms of contemporary problems. The aim here is to lead to positioning historicity, current and future of the cities, problematizing its practices, understanding its role in the human history and providing transcultural objectivity by the urban experience conceptualization
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | June 1, 2019 |
Published in Issue | Year 2019 Volume: 8 Issue: 16 |