Bu çalışmanın amacı, Almanya Başbakanı Angela Merkel’in göreve geldiği 2005 yılından bu yana Türkiye ile Almanya arasındaki ilişkilerin hangi unsurların etkisi altında oluştuğunu ve sürdüğünü anlamaktır. Hali hazırda yüksek rakamlarda seyreden ekonomik ilişkilerin yanı sıra Almanya’daki Türk asıllı nüfusun varlığı, AB faktörü ve mülteciler meselesi karşılıklı olarak ikili ilişkileri etkileme özelliği taşıyan ortak unsurlardır. Makalede bu unsurların iki ülkenin siyasi, ekonomik, askeri ve kültürel ilişkilerini ne yönde etkilediği karşılıklı bağımlılık teorisi üzerinden tartışılacaktır. Bu çerçevede literatür analizi yöntemiyle yazılan makale, Merkel döneminde, Türkiye ve Almanya arasında çatışma teşkil eden meselelerin artmasına rağmen karşılıklı bağımlılık nedeniyle ilişkilerin kontrollü bir gerginlikle sürdürüldüğünü iddia etmektedir
The Turco-German relationship has been a special dimension since its beginning. Due to the alliance between the Ottoman Empire and Germany in the First World War, the relations were at low-scale level in the post-War era, including in the first years of the newly established Turkish Republic. However, the partnership was reinstated in the 1930s. Turkey and Germany had been effective actors in their own foreign policies during the period of the Second World War and its afterward. The relationship has gained a new dimension by the commencement of Turkish labor immigration to Germany in the 1960s. Moreover, a new factor that affects the course of the relationship was created by the acknowledgement of the status of Turkey’s EU candidate
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | January 1, 2020 |
Published in Issue | Year 2020 Volume: 9 Issue: 17 |