Abstract
Museviler uzun yıllardır Antakya’da yaşayan cemaatlerden birisidir. Bu araştırmanın amacı Antakya’da yaşayan Musevilerin zaman algısı ve inançları bağlamında simgesel yaklaşımla ritüellerini analiz etmektir. Bayramlar dini kimliği sürdüren, öteki ile sınırları çizen simgesel birçok geleneğin etrafında kurallara bağlanmış ritüellerdir birisidir. Roş Aşana Musevilerin Yılbaşı Bayramı olup, eylül ayının ikinci haftasında kutlanır. Yeni bir yıla giriş bu bayramda yapılması zorunlu olan simgesel birtakım davranış ve tüketim geleneklerini içinde barındırır. Alan araştırması yöntemi kullanılan çalışmada, katılımlı gözlem ve derinlemesine görüşme teknikleri ile elde dilen bulgular simgesel bir yaklaşımla betimlenmeye çalışılmıştır. Din ve yemek arasındaki ilişkiler cemaat tarafından kutsal veya tabu olan yiyecek ve içeceklerin işlevi üzerinden ortaya konmuştur. Bu cemaatler dinsel inançlar ve uygulamalar doğrultusunda yiyecek ve içecekleri tabusal veya kutsal bir alana dönüştürmektedir. Bu alan dinsel inançlar ve uygulamalar ışığında yiyecek ve içeceklere yeniden simgesel anlam yüklemekle oluşturulmaktadır. Yiyecek ve içeceklerin simgesel anlam ağı, söz konusu dinsel cemaatler, kutsal kitaplar, dini liderler, sözlü gelenekler aracılığıyla kültürel belleğin oluşmasından ve dinsel ritüellerin birer nesnesi haline getirilmelerinden oluşmaktadır. Sonuç olarak, Antakya’da yaşayan Musevilerin dinsel kimlikleri ve yiyecekler ile kurdukları simgesel bağın “Musevilik” kimliğinin sürdürülmesinde son derece önemli olduğu söylenebilir.