Even though the author ignores the literary value of novel and uses it for his/her own intention knowingly or unknowingly, it turns into a tool of its readers, media and the current government after being written. Literary works, book lists and the products used by the government as a tool to shape literature constitute the literary canon. Thus, the government enables spread of the desired discourse and its reproduction via literary canon. Lists such as “curriculum”, “100 Fundamental Literary Works” and “The Best 100 Novels of the Year” in the educational institutions are some of the methods that the government canonizes and spreads its own discourse to. Literary works with high artistic value become popular via such lists. Therefore, the discourse of the authority passes down from generation to generation. The main reason for presenting the texts in the school curriculums to the young generations is to enable them to learn why these texts are considered as “canon”. By this means, young generations take part in canonization of “a canon with a sacred code”. Authors and genres that are not given place in this canon fade away from the literary market of the time without a trace despite their significant literary-artistic values and innovations. On the other hand, other literary works that survive despite the canon are called as anti-canon. In this respect, it can be seen that popular novels are not in these lists. The relationship between the popular novels- that are marginalized and treated like a step-child in the society- and the canon rises as a reaction to the understanding of the government in the education system. This reactional discourse comes into prominence in the “Novel for Money”, “Underground Literature” and “Mafia Rhetoric” especially after the 2000s. Popular novels that have an anti-canon attitude constitute a discourse with concepts such as Novel for Money, which are written with concerns of high sales; Underground Literature, which is the dark and rebellious child of the literary world and Mafia Rhetoric. This discourse has shown itself in individual identity under the effect of popular culture especially after the 2000s. It is a discourse that expresses loneliness and collapse against the canon that mostly reveals the national culture and the Turkish identity. This change leads to different interpretations of the “ideal person portrait” from the Tanzimat era to present. Within this framework, the aim of this study is to reveal the relationship between the popular novels-that have constituted the anti-canon after the 2000s and have been alienated from the curriculum- and the literary canon determined by the Turkish educational system via the concepts of (“Novel for Money”, “Underground Literature” and “Mafia Rhetoric” and draw attention to the reflections of this on the individual identity.
Romanın edebi değerini göz ardı eden ve onu niyeti doğrultusunda kullanan yazarların eserleri, yazım aşamasından sonra isteyerek veya istemeyerek de olsa okurun, medya odaklarının ve mevcut iktidarın aracı durumuna gelir. İktidarın; edebiyatı şekillendirmede meta olarak kullandığı sanat eserleri, kitap listeleri ve kendi tespit ettiği ürünler, edebiyat kanonunu ortaya çıkarır. Edebiyat kanonu vasıtasıyla istenilen söylemin yaygınlaştırılması ve yeniden üretilmesi amaçlanır. İktidar; “100 Temel Eser”, “Yılın 100 Romanı” gibi listeler ve belirlenen müfredat ile söylemini yayar. Listeleme ve kategorize etme yöntemi ile sanat değeri yüksek eserler, popülerleştirilirken otoritenin söylemi nesilden nesile aktarılır. Böylelikle otoritenin kutsadığı bu metinlerin genç kuşaklara sunulmasıyla “kutsal kodlu bir kanon” oluşturulur. Kanona giremeyen yazar ve türler de, önemli estetik ve edebi yeniliğine rağmen, devrin edebiyat piyasasından iz bırakmadan silinip giderler. Kanona karşı varlığını sürdüren eserler, ‘kanon karşıtı’ veya ‘anti kanon’ denilen kesimi oluşturur. Bu cenahtan bakıldığında popüler romanların, kanonu oluşturan listelerde yer almadığı görülür. Toplumda itilen ve üvey evlat muamelesi gören kanon karşıtı romanlar, eğitim sisteminde yer alan iktidar anlayışına bir tepki olarak doğar. Bu tepkisel söylem, özellikle 2000’lerden sonra “para roman”, “yeraltı edebiyatı” ve “mafya retoriği” kavram alanlarında kendini gösterir. Kanon karşıtı tutum sergileyen popüler romanlar, çok satma kaygısıyla yazılan para roman, edebiyat dünyasının ‘karanlık ve asi çocuğu’ yeraltı edebiyatı ile anti bir söylem gelişir. Bu söylem, özellikle 2000’lerden sonra popüler kültürün etkisiyle bireysel kimlikte de kendini gösterir. Çoğunlukla milli kültürü ve Türk kimliğini ortaya çıkaran kanonların karşısında, yalnızlığı ve çöküşü anlatan bir söylem oluşur. Bu değişim, Tanzimat’tan bugüne ‘ideal insan portresi’nin farklı şekillerde yorumlanmasına yol açar. Çalışmanın amacı, 2000’lerden sonra anti-kanon oluşturan ve müfredat dışı kalan popüler romanların, Türk eğitim sisteminin belirlediği edebiyat kanonu ile ilişkisini “para roman”, “yeraltı edebiyatı” ve “mafya retoriği” kavramları üzerinden ortaya koymak ve onun bireysel kimlikteki yansımalarına dikkat çekmektir.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Creative Arts and Writing |
Journal Section | Articles |
Authors | |
Early Pub Date | June 26, 2023 |
Publication Date | June 28, 2023 |
Submission Date | September 29, 2020 |
Acceptance Date | March 31, 2023 |
Published in Issue | Year 2023 Volume: 6 Issue: 11 |