Filistin sorunu Yahudilerin Balfour Deklarasyonu’nun ardından Filistin’e göçüyle başlamıştır. İsrail Devleti’nin resmen kurulması ile de bölgede tansiyon yükselmiştir. Sürecin başında İsrail ve Arap ülkeleri arasında savaş ve çatışmalar başlamıştır. İlerleyen yıllarda ise İsrail’e karşı Filistinliler farklı direniş yollarına başvurmuşlardır. Tarihsel süreçte Filistin’in içsel dinamikleri de şekillenmeye başlamıştır. Türkiye en başından beri Filistin sorunu ile yakından ilgilenmiştir. Filistin davasına uluslararası platformlarda destek veren Türkiye, aynı zamanda İsrail ile de diplomatik ilişkiler geliştirmiştir. Bu noktada soruna çözüm arayışlarında da Türkiye aktif olarak yer almaya çalışmıştır. Filistin’in içsel dinamikleri arasındaki farklılıklar, Türkiye’yi bu gerçekliğe göre hareket etmeye zorlamıştır. Bu çalışmada Türkiye’nin El-Fetih ve Hamas gibi öne çıkan aktörler üzerinden Filistin meselesine yaklaşımı analiz edilecektir. Arap Baharı sonrası Orta Doğu’da yeni bir denklem kurulduğu için çalışma Arap Baharı öncesi gelişmelere odaklanmaktadır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Siyaset Bilimi |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 21 Nisan 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 |
Uluslararası İlişkiler ve Diplomasi birbirinden ayrılamaz bir bütünün iki parçasıdır. Uluslararası İlişkiler disiplini içerisinde yer alan çoğu konu diplomasi ışığında ele alınmakta, en başta gelen politik, ekonomik konular uluslararası ilişkiler ve diplomasinin birlikte hareket etmesi ile açıklanmakta ya da çözüme kavuşturulabilmektedir. Bu nedenle derginin isminin Uluslararası İlişkiler ve Diplomasi olmasına karar verilmiştir. Dergimizin; Uluslararası İlişkiler, Diplomasi, Ekonomi, Temel Bilimler ve Sosyal Bilimlerin, siyaset, ekonomi, ekonomi-politik, diplomasi uygulamaları, siyasi tarih, uluslararası antlaşmalar, uluslararası örgütler, hukuk, uluslararası hukuk gibi alanları ile alakalı olarak bilim dünyasına önemli katkı yapması beklenmektedir.