This article analyses the relationship between communal identity and honour killings in Fadia Faqir's My Name is Salma through Edward Said's humanist critique. The novel's protagonist, Salma, experiences a deep conflict between individual freedoms and a sense of social belonging. Salma's migration to the United Kingdom symbolises her escape from social norms that foresee her death and her rejection of those norms. However, her exclusion in the new individualistic society and the lack of a sense of belonging lead to her inability to adapt to life in the UK. Salma’s sense of identity is deeply tied to her past and the society in which she grew up, and therefore the individualistic freedoms offered by society cannot resolve her issues. This study revisits My Name is Salma in the context of immigration, interpreting honour killings through the lens of individual and communal identity conflict. For Salma, the individualistic society is not something to be desired, as it leads to a fragmented sense of identity. What she truly desires is to regain her communal identity and feel whole again. The article presents a new perspective on the destructive effects of honour culture and the complex intersection of individual and communal identities. Moreover, it demonstrates that the need to belong to a community can lead individuals to maintain their ties to that community despite violent social norms, such as killing or being killed for honour.
Communal Identity Honour Killings Immigrant Experience Individual Identity Social Belonging
I would like to acknowledge that this doctoral research was funded by the Ministry of National Education in Turkey, and I extend my gratitude to them for their support.
This article is based on a chapter from my doctoral thesis, "Exploring honour killings through literature: an investigation of motivations for honour killings," which was completed at Lancaster University in 2016 under the supervision of Dr. Lindsey Moore. I would like to express my sincere gratitude to Dr. Moore for her invaluable guidance and support throughout this research.
Bu makale, Fadia Faqir’in My Name is Salma (Benim Adım Salma) adlı eserindeki toplumsal kimlik ve namus cinayetleri arasındaki ilişkiyi, Edward Said’in hümanist eleştirisi üzerinden analiz etmektedir. Romanın başkahramanı Salma, bireysel özgürlüklerle toplumsal aidiyet duygusu arasında derin bir çatışma yaşamaktadır. Salma’nın Birleşik Krallık’a göçü, onun öldürülmesini öngören toplumsal normlardan kaçışını ve bu normları reddedişini simgeler. Ancak yeni bireyci toplumda dışlanması ve aidiyet duygusundan yoksun kalması, İngiltere'deki yaşamına uyum sağlayamamasına neden olur. Salma’nın kimlik algısı, geçmişi ve büyüdüğü toplumla derinden bağlantılıdır; bu nedenle, bireyci toplumun sunduğu özgürlük anlayışı onun sorunlarını çözemez. Bu çalışma, My Name is Salma romanını göçmenlik bağlamında yeniden ele alarak namus cinayetlerini bireysel ve toplumsal kimlik çatışması üzerinden yorumlamaktadır. Salma için bireyci toplum, parçalanmış bir kimlik algısına yol açtığı için arzulanan bir şey değildir. Onun asıl isteği, toplumsal kimliğini yeniden kazanarak kendini bütün hissetmektir. Makale, namus kültürünün yıkıcı etkilerini ve bireysel ile toplumsal kimliklerin karmaşık kesişimini yeni bir bakış açısıyla sunmaktadır. Ayrıca, bu makale bir topluma ait olma ihtiyacının, bireylerin namus uğruna öldürmek ya da ölmek gibi şiddet içeren toplumsal kurallara rağmen o toplumla bağlarını koparamamalarına neden olabileceğini de göstermektedir.
Toplumsal Kimlik Namus Cinayetleri Göçmen Deneyimi Bireysel Kimlik Sosyal Aidiyet.
Bu doktora çalışmasının Türkiye Cumhuriyeti Milli Eğitim Bakanlığı tarafından finanse edildiğini belirterek, sağladıkları destek için kendilerine de teşek
İngilizce doktora tezim olan, "Edebiyat Yoluyla Namus Cinayetlerini Keşfetmek: Namus Cinayetlerinin Güdülerinin İncelenmesi" başlıklı tezim, 2016 yılında Lancaster Üniversitesi'nde Dr. Lindsey Moore'un danışmanlığında tamamlanmıştır. Dr. Moore'a bu araştırma sürecindeki değerli rehberliği ve desteği için en içten teşekkürlerimi sunarım.
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Konular | Türk Dili ve Edebiyatı (Diğer) |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 20 Aralık 2024 |
Yayımlanma Tarihi | |
Gönderilme Tarihi | 29 Ekim 2024 |
Kabul Tarihi | 20 Aralık 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Cilt: 8 Sayı: 4 |
Our journal licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial 4.0 International License