In the 19th century, as the central administration of the Ottoman Empire weakened, various regions experienced uprisings that led to the collapse of state authority. One of these regions was marked by uprisings among the dynastic families and nomadic tribes residing in the southern and northern foothills of Adana, Kozan, Cukurova, Maras, Ayntab, and Amanos. In response, the Ottoman Empire established a military force named Firka-i Islahiya with the aim of bringing the rebels under control, restoring order, and strengthening local governance. This force implemented political, economic, and administrative reforms by establishing new districts and villages to settle the nomadic tribes. The army, moving from Istanbul by sea, landed in Payas. Despite the priority task of reform being in the Kozan region, the Reyhaniyye tribe, located in the eastern part of the Gavur Mountains where Turkmen governors resided, among the governors of the Tiyek, Akbez, and Hacilar districts, directed themselves eastward to resolve disputes arising from the power vacuum. Ottoman administrators, likely aiming to reform by changing the demographic structure and to find lasting solutions, attempted to use a portion of Turkmen tribes living in the valleys on the east side of the region known as the Gavur Mountains, which was mentioned in archive documents, by settling them on the plains. This was done to serve as a deterrent force against rebellious tribes. For this purpose, Dervish Pasha, the commander of Fırka-i Islahiye, established the Hassa district in a location close to the initial deployment of the mentioned army, where the headquarters of the Hassa regiments were set up 30 kilometers south, and where people from Hacilar, Tiyek, and Akbez districts, where Turkmen governors resided, were brought in. The district was formed by individuals brought from the mentioned districts based on population. After the establishment of the district, to prevent recurring disputes and conflicts such as the constant rivalry between Pasho Bey of Hacilar and Karaca Mehmet Bey of Tiyek from causing troubles, the governors of the mentioned districts were subjected to compulsory residence in different places outside the region. Thus, the Hassa district, which still exists today, was established. Hassa, consisting of Turkmen tribes, became a district of the Aleppo Province Marash Sanjak according to the Aleppo Province Almanacs from the year 1285/1868 following its establishment. With the establishment of Adana as an independent province in 1297/1879, Hassa became part of the Jabel-i Bereket sanjak of this province. Until the annexation of Hatay to Turkey in 1939, Hassa finally became connected to Hatay through Osmaniye and has since maintained the same status. In this study, we will attempt to evaluate the administrative, social, and cultural situation of Hassa based on its establishment and the Aleppo Province
Yearbook (Salname) Maras Tiyek Hassa History Firka-i Islahiya
19. yüzyılda Osmanlı Devleti’nde merkezi yönetimin zayıflamasıyla muhtelif bölgelerde çıkan isyanlar sonucunda devlet otoritesi yok olmuştu. Bu bölgelerden birisi de Adana, Kozan, Çukurova, Maraş, Ayntab ve Gavur dağı diye adlandırılan Amanosların doğu ve batı taraflarında yaşayan hanedan aileler ve konar-göçer aşiretlerin çıkardığı isyanlardı. Osmanlı Devleti bölgede isyancıları kontrol altına almak, asayişi tekrar tesis etmek ve mahalli yönetimi güçlendirmek amacıyla Fırka-i İslâhiye adıyla bir ordu kurmuştu. Ordunun temel görevi bölgedeki isyanları durdurmak, konargöçer olan halkı yerleşik heyete geçirmek, idarî, sosyal ve ekonomik alanlarda birtakım ıslahatlar yapmaktı. Ordu deniz yoluyla İstanbul’dan hareket ederek Payas’ta karaya çıkmıştı. Islah için öncelikli görevlerinin Kozan bölgesi olmasına rağmen Türkmen Beyleri’nin meskûn olduğu Gavur Dağlarının doğu kısmında bulunan Reyhaniyye aşireti, Tiyek, Akbez ve Hacılar nahiyeleri beyleri arasında otorite boşluğundan ortaya çıkan anlaşmazlıkları çözmek amacıyla doğuya yönelmişlerdi. Osmanlı yöneticileri muhtemelen demografik yapıyı değiştirerek ıslahat yapmak ve kalıcı çözümler üretmek amacıyla arşiv belgelerinde Gavur Dağları denilen bölgenin doğu tarafındaki vadilerde yaşayan Türkmen aşiretlerinden bir kısımını ova tarafına yerleştirerek, isyan eden aşiretlere karşı caydırıcı güç olarak kullanmaya çalışmıştır. Bunun için de Fırka-i İslâhiye komutanı Derviş Paşa, söz konusu bölgede adı geçen ordunun ilk olarak konuşlandığı yerde İslâhiye kazasını sonra da 30 kilometre güneyinde Hassa taburlarının karargâh kurduğu ve Türkmen Beylerinin meskûn olduğu Hacılar, Tiyek ve Akbez nahiyelerinden getirilen insanların oluşturduğu kişilerle Tiyek nahiyesine yakın bir yerde Hassa kazasını teşekkül ettrimiştir. Kaza, Gavur Dağları’nın vadilerinde yaşayan söz konusu nahiyelerden nüfusa göre getirilen kişilerden teşekkül ettirilmiştir. Kazanın kurulmasından sonra özellikle Hacılar Beyi Paşo Bey ile Tiyek Beyi Karaca Mehmet Bey arasındaki sürekli rekabet ve çatışma gibi eski anlaşmazlıkların tekrar sıkıntılara sebep olmaması için ismi geçen nahiyelerinin beyleri bölge dışında farklı yerlerde mecburi ikamete tabi tutulmuşlardır. Böylece günümüzde de hala varlığını sürdüren Hassa kazası kurulmuştur. Türkmen aşiretlerinden oluşan Hassa, kuruluşuyla beraber bir süre İslâhiye kazasının kasabası olmuş, daha sonra da arşiv belgeleri ve 1285/1868 tarihli Halep Vilayet Salnamelerine göre Halep Vilayeti Maraş Sancağının bir kazası olmuştur. Adana’nın müstakil vilayet olmasıyla 1297/1879 yılında itibaren de Hassa, bu vilayetin Cebel-i Bereket sancağına bağlanmıştır. 1939 yılında Hatay’ın Türkiye’ye ilhakına kadar da Hassa, Osmaniye’ye nihayette Hatay’a bağlanmış ve hala da aynı statüsünü devam ettirmektedir. Bu çalışmamızda Hassa’nın kuruluşuyla ilgili arşiv belgeleri ve Ahmed Cevdet Paşa’nın tutmuş olduğu günlükler ile Halep Vilayet Salnameleri taranarak kazanın idarî, sosyal ve kültürel durumunu değerlendirmeye çalışacağız.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Religious Studies (Other) |
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | December 31, 2023 |
Submission Date | November 10, 2023 |
Acceptance Date | December 13, 2023 |
Published in Issue | Year 2023 |