Gerek Malazgirt Zaferi’nden (1071) önceki Türk akınları, gerekse Malazgirt'teki ağır yenilginin ardından, Bizans İmparatorluğu doğu sınırlarında kontrolü kaybetmeye başlamıştı. Bunun bir sonucu olarak Anadolu’nun doğusunda yerel düzeyde idarecilik yapan yöneticiler, bölgenin halen en önemli güçlerinden biri olan Bizans İmparatorluğu ve bölgeyi yeni fetih sahası olarak belirleyen Selçuklular arasında kalacaktır. Bir taraftan bu iki güç arasında şiddetli bir hâkimiyet mücadelesi yaşanırken, diğer taraftan söz konusu coğrafyada yerel valiler ve yöneticiler sahip oldukları toprakları kaybetmemek, otoritelerini devam ettirmek için bu iki güç arasında bir “denge siyaseti” izlemeye çalışmışlardır. XI. yüzyılın son çeyreğinden itibaren gözlemlenen Ermeni asıllı valilerin bu siyaseti devrin kaynaklarında kendisini göstermektedir. Bizans bölgedeki tahakkümlerini devam ettirmeye çalışırken, Selçuklu Türkleri de bölgede etkin, yayılmacı bir siyaset izleyerek bu kişileri kendilerine tabi kılmayı başarmıştır. Bu dönemde, topraklarını elinde tutmak isteyen bazı yerel Ermeni idareciler İslam’a ihtida ederken, bazıları ise İslâm devlet yönetimine ait emir unvanını kullanmıştır. Bu kişilerden özellikle üçü, Philaretos Brachamios, Theodore Hetum (Toros) ve Gabriel (Khoril) bölgenin siyasetinde etkin rol almışlardır. Philaretos, Selçuklu sultanı Melikşah’ın huzuruna çıkıp Müslüman olduğunu bildirirken, Theodore ve Gabriel bastırdıkları kurşun mühürlerinde emir unvanını kullanmışlardır. Bu çalışma gerek devrin yazılı kaynakları, gerekse mühürler ışığında yaşanan bu süreci değerlendirmeyi amaçlanmaktadır.
After both the Turkish raids before the Manzikert Victory (1071) and the heavy defeat in Manzikert (Malazgirt), the Byzantine Empire started to lose control in the eastern borders. As a result of this, the rulers who run local administration in the east of Anatolia were caught in the middle between the Byzantine Empire, which was still one of the most important powers of the region, and the Seljuks who determined the region as the new conquest area. On the one hand, while there was a severe struggle between these two powers, on the other hand, the local governors and administrators tried to follow a “balance policy” between these two powers in order not to lose their lands and resume their authority. This policy of the governors of Armenian origin, observed since the last quarter of the 11th century, shows itself in the sources of the period. While the Byzantine Empire was trying to continue its domination in the region, the Seljuk Turks also managed to subordinate these people by following an effective and expansionist policy in the region. During this period, some local Armenian rulers who wanted to keep their lands converted to Islam, while some used the title amir of Islamic state administration. Particularly three of these people, Philaretos Brachamios, Theodore Hetum (Toros) and Gabriel (Khoril) played an active role in the politics of the region. On the one hand, Philaretos appeared before the Seljuk sultan Malikshah and declared that he was a Muslim, on the other hand, Theodore and Gabriel used the title of order in their lead seals. This study aims to investigate this process in the light of contemporary written sources and seals.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | June 29, 2020 |
Published in Issue | Year 2020 Issue: 12 |
Selçuk University Journal of Seljuk Studies is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial 4.0 International License (CC BY NC).