Anadolu’da Selçuklu çağının en dikkat çekici yapılarından biri de Konya’daki Karatay Medresesi’dir. Bugüne kadar birçok çalışmaya konu edilen yapının, Selçuklu çağının anıtsal bir tasarımını oluşturan taçkapısının yeniden ele alınarak restitüsyon esaslı bir çalışmaya konu edilmesinde yarar vardır.
Karatay Medresesi'ne ait olduğu düşünülen taçkapının, varsayımsal olarak, “Alāeddîn Camii”nin kuzey cephesinde yer alan ve Muhammed bin Havlan el-Dımışkî tarafından 1219/20 yılları arasında yapılmış mermer portal ile eş zamanlı olarak inşa edildiği ve aslî yerinin de geçmişte “Alāeddin Camii”ne yakın bir mevkide olduğu ileri sürülebilir. Bu bağlamda, mermer kaplı bu anıtsal taçkapının, Selçuklu Sarayı'nın bulunduğu “Alâeddîn Tepesi”nin eteğinde, Selçuklu çağında kentin dış suru üzerindeki kapıdan başlayarak, Karatay Medresesi ile Kemâleddîn Rumtaş Medresesi arasından geçen ana arterinin güney ucunda ve “Kılıç Arslan Köşkü”nün önündeki hendeğin üzerinde yer alan anıtsal bir burcun cephesine adeta emperyal bir “Porticus” gibi tasarlanarak yerleştirildiği ve geçmişte “Bâb’ûs-Sultan” diye bilinen Konya'nın “Sultan Kapısı” olduğu söylenebilir.
One of the most remarkable buildings of the Seljuk era in Anatolia is the Karatay Madrasa in Konya. The portal of the building, which has been the subject of many studies to date, is a monumental design of the Seljuk era, and it would be beneficial to reconsider this portal and conduct a restitutive study focused on it.
It can be hypothesized that the portal, which is thought to belong to the Karatay Madrasa, was built by Muhammad ibn Khawlan al-Dimashqī between 1219/20, simultaneously with the marble portal placed on the wall of the northern façade of the “Alāeddin Mosque”, and that its original location was at a site near the “Alāeddin Mosque” at that time. In this context, it is possible that this monumental marble-covered portal is located at the foot of the “Alāeddin Hill” where the Seljuk Palace was located, starting from the gate on the outer wall of the city in the Seljuk era, at the southern end of the main artery passing between the Karatay Madrasa and Kemāleddīn Rumtaş Madrasa, the “Kılıç Arslan II Pavilion”, was designed and placed like an imperial porticus on the façade of a monumental bastion located on the moat in front of the pavilion and can be said to be the “Sultan's Gate” of Konya, known as “Bâb al-Sultan” in the past.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Archeology of Seljuk |
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | December 31, 2024 |
Submission Date | August 30, 2024 |
Acceptance Date | December 25, 2024 |
Published in Issue | Year 2024 Issue: 21 |
Selçuk University Journal of Seljuk Studies is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial 4.0 International License (CC BY NC).