This article aims to analyze the EU-NATO relations
in the post-Cold War security context in order to find out whether the two
interlocking organizations cohabitate or separate. The first part of the
article discusses the evolution of EU-NATO relations in the post-Cold War era.
The second part analyzes the resolution of the main obstacle for the
finalization of the security arrangement between EU and NATO, which would
enable the EU to use NATO assets and capabilities through Berlin Plus
arrangement. The third part examines the first EU-led military operation with
recourse to NATO assets, Operation Concordia (2003). This article concludes
that evolving and dynamic nature of the EU and NATO relations do not allow us
to give a clear answer to whether the EU and NATO cohabitate or separate. The
answer to this question is closely dependent on the political will of major
powers to overcome obstacles for effective EU-NATO relationship. However, given
the insecure environment of the post-Cold War era and new security challenges
like global terrorism, proliferation of weapons of mass destruction, it can be
argued that EU and NATO should strive for cohabiting and working together in a
complementary and harmonious way to tackle with these challenges.
Bu makale, Soğuk Savaş sonrası güvenlik ortamında
aralarında sıkı bir bağ bulunan AB ile NATO arasındaki ilişkiyi analiz etmeyi
amaçlamaktadır. Bu çerçevede makale iki örgütün gelecekte bir arada varolmaya
devam mı edeceği yoksa ayrı yollara mı gideceği sorusuna cevap aramaktadır.
Makalenin ilk bölümü Soğuk Savaş sonrası dönemde AB-NATO ilişkilerinin
gelişimini incelenmektedir. İkinci bölümde AB’nin kendi yürüttüğü
operasyonlarda NATO imkan ve kabiliyetlerini kullanmasına olanak sağlayacak
olan AB-NATO arasındaki düzenlemenin Berlin Artı güvenlik düzenlemesi ile nasıl
çözüldüğü incelenmektedir. Üçüncü bölümde ise Berlin Artı düzenlemesinin ilk
uygulaması olan AB’nin Makedonya’da yürüttüğü Concordia Operasyonu (2003)
incelenmektedir. Sonuç olarak, AB ile NATO arasındaki ilişkinin sürekli gelişen
dinamik doğası, AB ile NATO’nun gelecekte bir arada varolmaya devam mı edeceği
yoksa ayrı yollara mı gideceği sorusuna net bir cevap vermemizi
zorlaştırmaktadır. Bu, daha çok etkin bir AB-NATO ilişkisi kurulmasının
önündeki engellerin ortadan kaldırılmasına yönelik başat güçlerin siyasi
iradesine bağlı görünmektedir. Ancak, Soğuk Savaş sonrası dönemin güvensiz ve
belirsiz ortamı ve küresel terörizm ve kitle imha silahlarının yayılması gibi
yeni tehditler gözönüne alındığında iki örgütün bu tehditlerle başa çıkmak için
birbirlerini tamamlayan şekilde ve uyum içinde çalışarak bir arada var olmaya
devam etme mecburiyetinde olduklarını iddia edebiliriz.
Journal Section | V2I4 |
---|---|
Authors | |
Publication Date | October 30, 2017 |
Submission Date | September 11, 2017 |
Published in Issue | Year 2017 Volume: 2 Issue: 4 |