Güney Marmara’daki Marmara Takımadaları’ndan birini teşkil eden Ekinlik Adası’nın tarihi geçmişi hakkında pek fazla bilgi bulunmamaktadır. Bizans döneminden beri yerleşimlere sahne olan adanın ismi Rumcada “Kutali”, Türkçede “Ekinlik” olarak bilinmektedir. Vaktiyle Rumların yaşadığı adaya mübadele sonrası Karadeniz bölgesinden gelen Türkler yerleşmiştir. Sadece bir köy yerleşimin bulunduğu küçük adada Rumlardan kalma manastır ve kilise gibi ibadet yapıları ile okul, sarnıç-çeşme, değirmenler ve birkaç ev bulunmaktadır. Çalışmada, çoğu harabe halindeki söz konusu eserlerin belgelenip tanıtılarak literatüre kazandırılması ve bu vesileyle gelecek kuşaklara da aktarılması amaçlanmıştır. Bu amaçla, gerekli literatür ve arşiv taramaları yapılarak eserler yerinde incelenmiş, elde edilen veriler değerlendirilerek bunların ada ve bölge mimarisindeki yeri de ortaya konmaya çalışılmıştır.
İbadethane yapılarının en eskisini Bizans dönemine tarihlenen manastır kalıntıları teşkil etmektedir. Geniş bir alana yayılan birçok yapıdan oluştuğu anlaşılan manastırdaki kilisenin apsisi seçilebilmektedir. Yerleşim merkezinde yer alan ve 19. yüzyıla ait olduğu sanılan kilisenin de sadece apsis duvarı ile yan duvarlarının belirli bir kısmı ayaktadır. Bazilika planlı olduğu anlaşılan kilisenin inşasında moloz taş ve tuğla kullanılmıştır. Yerleşim dışında yer alan ve aynı döneme tarihlenen diğer kilise, konumu ve küçük ölçekli tekil yapısıyla daha çok bir şapeli andırmaktadır. Yalnızca beden duvarları kalan yapı moloz taşla inşa edilmiştir. Merkezdeki kilisenin yanında yer alan ve yüksek bir bodrum üzerine iki katlı olan okulun da sadece bodrum ile ilk katının bazı duvarları kalmıştır. Geç döneme ait yapının inşasında moloz taş ve tuğla kullanılmıştır. Adada üç adet yel değirmeni bulunmakta olup ikisinin beden duvarları ayaktadır. Diğerinin ise sadece alt kısım duvarları mevcuttur. Moloz taşla inşa edilen değirmenlerden birinin üzerinde 1877 tarihli mermer kitabe yer alır. Benzer özellikler gösteren diğer değirmenlerinde 19. yüzyıla ait oldukları sanılmaktadır. Ayazma mevkiinde yer alan sarnıç dikdörtgen planlı ve tonozludur. Beden duvarlarında moloz taş, tonoz örtüde tuğla kullanılmıştır. Sarnıcın 1847 tarihli mermer çeşmesi, barok ve ampir tarzı süslemeleriyle dikkati çeker. Sadece birkaç örneği kalan eski evlerin geleneksel şekilde ahşap ve kagir olarak iki veya üç katlı inşa edildikleri görülür. Genel itibariyle, manastır dışındaki yapılar Osmanlının son döneminde, kırsal Rum yerleşimlerinde inşa edilen benzer yapıların karakteristik özelliklerini yansıtmakta olup bunların korunması ve yaşatılması ada mimarisi için önem arz etmektedir.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Araştırma Makalesi |
Authors | |
Publication Date | May 4, 2020 |
Submission Date | March 7, 2020 |
Published in Issue | Year 2020 Volume: 5 Issue: 1 |