Osteosarcoma is the most commonly occuring malign tumour in the under 20 age group and the frequency reaches a peak in adolescence. Treatment is by surgery and chemotherapy. Following preoperative chemotherapy, a biocompatible metal prosthesis is generally used in the site of the excised tumour. Sometimes bone grafts or autografts, by external high dosage radiation or autoclavisation or pasteurisation, can be recycled. This paper presents the case of a 24 year old male patient. The initial complaint was of pain in the right thigh and following the biopsy of a mass which had formed, the patient was diagnosed with osteosarcoma. The patient received preoperative chemotherapy then the femur was totally resected and the tumour tissue in the diaphysis was roughly cleaned mechanically then pasteurisation was applied and the replacement part was fixed with intramedullar nailing. To achieve union, a pedicled vascularized elevated graft was used on the proximal and distal osteotomy lines. By the third postoperative year no local or systemic recurrence had been observed. This case is presented as an exception to the routine treatment of osteosarcoma with the use of pasteurisation with resected autograft without there being any need for amputation or tumour prosthesis.
Osteosarkom 20 yaş altı görülen en sık malign kemik tümörüdür. Ergenlik döneminde görülme sıklığı pik yapar. Cerrahi ve kemoterapi ile tedavi edilir. Preoperatif kemoterapi sonrası eksize edilen tümör yerine genelde bio-uyumlu metal protezler kullanılmaktadır. Bazen kemik greftleri veya hastanın kendi kemiği de, dış ortamda yüksek doz radyasyon uygulanıp, otoklavize edilip veya pastorize edilip tekrar kullanı-labilmektedir. Bu yazıda sunulan olgu 24 yaşında erkek hastadır. Hastanın temel şikayetleri sağ uylukta ağrı ve kitle olup yapılan biyopsi sonrası hastaya osteosarkom tanısı konuldu. Hastaya ameliyat öncesi kemoterapi uygulandı ve daha sonra total olarak rezeke edilen femur diafizinde önce kabaca tümör dokularından mekanik olarak temizlendi daha sonra pastörisazyona tabi tutuldu ve tekrar yerine konan parça intramedüller çivi ile tespit edildi. Kaynama sağlanması için hastada proksimal ve distal osteotomi hatlarına damar pediküllü kot grefti kullanıldı. Postoperatif üçüncü yılında lokal yada sistemik nükse rastlanmadı. Pastorizasyon ile rezeke edilen kemiğin otogreft olarak kullanıldığı; amputasyona ve tümör protezine ihtiyaç duyulmadan osteosarkom tedavisinde rutin uygulamanın dışında olan olgumuzu sunuyoruz.
Diğer ID | JA76FY29JY |
---|---|
Bölüm | Olgu Bildirimi Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Haziran 2012 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2012 Cilt: 38 Sayı: 2 |
Journal of Uludag University Medical Faculty is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.