Through Turco-Mongol history, rulers and tribal leaders (amirs) were
always in a power struggle and these leaders tried to keep their authority
against them. Therefore, they eagerly accepted centralized bureaucratic
political system in order to rule their country better and empower the ruler’s
authority. According to this political system which was formulated in Nizâm
al-Mûlk’s book Siyâsatnâmeh rulers
would rule with a team of bureaucrats headed by a vizier and benefited from
their experience and became the absolute leader of their country. In reality,
the viziers served the benefits and well-being of the country if the ruler was
powerful enough to exercise his authority. When the central authority was weak
they acted according their personal interests. Hence they became effective in
the formation of social, political and economic problems. On the other hand, in
the historical sources and historiography Turco-Mongol tribes and their leaders
were generally portrayed as being in pursuit of political and economic
advantages therefore they were corrupt and they dissented the ruler. Why did
the men of pen (ehl-i kalem) and the
men of sword (ehl-i Kiliç) were
presented as two opposite poles? This study is an attempt to find an answer
this question in the framework of the political and economic activities of the
Ilkhan’s men of pen in Iran and in Anatolia.
Viziership Ilkhans Bureaucracy in the Turco-Mongol States Men of Pen (Ehl-i Kalem) Men of sword (Ehl-i Seyf)
Türk-Moğol tarihinde hanlar ve beyler
hep mücadele içinde olmuşlar ve hanlar beylere karşı otoritelerini korumaya
çalışmışlardır. Türk-Moğol devlet adamları İslam medeniyet dairesi içine
girdikten sonra, bu medeniyetin sunduğu merkezi bürokratik siyasi anlayışını,
ülkelerini daha iyi yönetebilmek ve hükümdarın güç ve otoritesini arttırmak
için büyük bir hevesle kabul etmişlerdir. Nizâmü’l-Mülk’ün Siyasetnâme adlı eserinde en sistematik bir şekilde vücut bulan bu
yeni siyasi anlayışa göre hükümdar, başında vezirin bulunduğu bürokratlarla
birlikte onların engin devlet yönetme bilgi ve tecrübelerinden yararlanarak
ülkelerinin mutlak hâkimi olacaktı. Ancak vezirler, hükümdarlar onlara sözünü
geçirebilecek kadar güçlü olduklarında, onların yanında hanedanlığın ve ülkenin
çıkarları için çalıştılar. Merkezi otorite zayıfladığında ise kendi şahsi
çıkarlarına göre hareket etmişlerdir. Dolayısı ile siyasi ve ekonomik
sorunların oluşmasında ve büyümesinde çok etkili olmuşlardır. Buna rağmen
tarihsel kaynaklarda ve tarih yazımında genel olarak Türk-Moğol kabileleri ve
onların liderleri olan emirler siyasi ve ekonomik çıkar peşinden koştukları
için görev ve yetkilerini kötüye kullanan, her fırsatta hükümdara muhalif olan
kişiler olarak tasvir edilmişlerdir. Bu çalışmada “Tarihte ehl-i kalem ve ehl-i kılıç
zümreleri neden iki zıt kutup gibi gösterilmişlerdir? Bunun sebepleri nelerdir?
sorularına İlhanlı İmparatorluğu’nda vezir ve bürokratların İran ve Anadolu’da
yapmış oldukları siyasi ve ekonomik faaliyetler çerçevesinde cevap aranmaya
çalışılacaktır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | research Article |
Authors | |
Publication Date | April 17, 2018 |
Submission Date | March 14, 2018 |
Published in Issue | Year 2018 Volume: 3 Issue: 1 |
This work is licensed under a Creative Commons BY-NC-SA 2.0 (Attribution-Non Commercial-Share Alike).