With the change of direction of the international structure during the Cold War, new approaches to the concept of security came to the fore. The ideological differences that formed the basis of the power struggle between the United States and the Soviet Union within the international system have gradually begun to manifest themselves on the economic, military and political level. The security dilemma experienced within the bipolar structure has led to the parties building their own security networks, supporting alternative alliance formations, and establishing their own blocs through international organizations. The security dilemma created in the bipolar structure during the Cold War period, the fact that power is considered within the framework of the national interest and states pay more attention to military power than power components reveals the increasing importance of neo-realist theory. Within the international system, the United States and the Soviet Union have managed to implement extremely successful deterrence, containment and balancing strategies without getting into a hot conflict. While the perception of a common threat felt during the Cold War forced the alliance members to act together, the decadal of structural changes led to the reshaping of alliance relations and the emergence of interest-oriented approaches to the forefront in the postwar period. In this study, the national security strategies adopted by the United States and the Soviet Union within the bipolar structure will be included and the security doctrines put into practice will be analyzed comparatively. The important role played by international organizations on the balance of power established during the Cold War in the system will also be emphasized with importance.
Soğuk Savaş döneminde uluslararası yapının yön değiştirmesiyle güvenlik kavramına yönelik yeni yaklaşımlar ön plana çıkmıştır. Uluslararası sistem içerisinde ABD ve Sovyetler Birliği arasında yaşanan güç mücadelesinin temelini oluşturan ideolojik farklılıklar zamanla ekonomik, askeri ve siyasi zeminde de kendisini göstermeye başlamıştır. İki kutuplu yapı içerisinde yaşanan güvenlik ikilemi tarafların kendi güvenlik ağlarını inşa etmesinde, alternatif ittifak oluşumlarını desteklemesinde ve uluslararası örgütler aracılığıyla kendi bloklarını kurmasına yol açmıştır. Soğuk Savaş döneminde iki kutuplu yapı içerisinde oluşan güvenlik ikilemi, gücün ulusal çıkar çerçevesinde ele alınması ve devletlerin güç bileşenlerinden askeri güce daha fazla önem vermesi neo-realist kuramın artan önemini ortaya çıkarmaktadır. Uluslararası sistem içerisinde ABD ve Sovyetler Birliği sıcak çatışma içerisine girmeden son derece başarılı caydırma, çevreleme ve dengeleme stratejileri uygulamayı başarmıştır. Soğuk Savaş döneminde hissedilen ortak tehdit algısı ittifak üyelerini bir arada hareket etmeye zorlarken, yapısal değişikliklerin yön değiştirmesi ittifak ilişkilerinin yeniden şekillenmesine ve çıkar odaklı yaklaşımların savaş sonrası dönemde daha fazla ön plana çıkmasına yol açmıştır. Bu çalışmada, iki kutuplu yapı içerisinde yer alan ABD ve Sovyetler Birliği’nin benimsediği ulusal güvenlik stratejilerine yer verilecek, uygulamaya konan güvenlik doktrinleri karşılaştırmalı olarak analiz edilecektir. Soğuk Savaş döneminde uluslararası örgütlerin güç dengeleri üzerinde oynadığı rolün önemi de vurgulanacaktır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | research Article |
Authors | |
Publication Date | March 28, 2022 |
Submission Date | December 9, 2021 |
Published in Issue | Year 2022 Volume: 7 Issue: 1 |
This work is licensed under a Creative Commons BY-NC-SA 2.0 (Attribution-Non Commercial-Share Alike).