Gazneliler ve Büyük Selçuklular devrinde yeni bir edebî tür olarak ortaya çıkan habsiyye, zindan ve zindan hayatını konu edinmektedir. Mes’ûd-i Sa’d-i Selmân, Hâkânî-yi Şirvânî, Aynü’l-Kudât-ı Hemedânî, Mucîrü’d-Dîn-i Beylekânî, Bahâü’d-Dîn Muhammed b. Müeyyed-i Bağdâdî, Nâsır-ı Hüsrev ve Felekî-yi Şirvânî gibi zindana düşen şairler ve yazarlar tarafından kaleme alınan habsiyyelerden istifadeyle, Gazneliler ve Büyük Selçuklular döneminde zindan ve zindan hayatının portresini çizmek mümkündür. İki müstakil makale olarak planlanan çalışmanın ilk serisinde, aynı mahkûm şairlerin ve yazarların eserlerine istinaden, zindanın fiziki yapısı, özellikleri ve zindan hayatı belirtilmeye çalışılmıştır. Bu çerçevede zindanın fiziki yapısı ve özellikleri olarak yüksek konum, elverişsiz iç mekân ögeleri, darlık, karanlık ve soğukluk; zindan hayatının unsurları olarak da yemek yetersizliği/yokluğu, kıyafet yetersizliği/yokluğu, yer örtüsü yetersizliği/yokluğu, gece bunalımı ve uykusuzluk, uğraşı, zincire vurulma ve zincirin vücuda verdiği hasar belirlenmiştir. Çalışmanın bu ikinci serisinde ise zindanda mahkûmun bedensel ve ruhsal/duygusal durumu tebarüz ettirilmeye çalışılacaktır. Bu çerçevede, zindanda mahkûmun bedensel durumu olarak kirlilik, zayıflık, bel bükülmesi ve kamburlaşma, yüz sararması ve solgunluğu, yaşlılık ve saç beyazlaması; bedensel/ruhsal durumu olarak da zaman algısının bozulması, gözyaşı dökme, mahkûmiyetten memnuniyet, firar düşüncesi ve teşebbüsü, vatan hasreti, yalnızlık ve kimsesizlik, aile bireylerinin ıstırabı, riyakâr ve vefasız tanıdıklara sitem, dostlara, hemşehrilere ve sevgiliye özlem belirlenmiştir.
Habsiyya (prison poems), which emerged as a new literary genre in the Ghaznavīds and Great Seljūks period, deals with the dungeon (zindān) and dungeon life. By utilizing the habsiyyas written by imprisoned poets and writers such as Masʿūd-i Saʿd-i Salmān, Khākānī-i Shirwānī, Ayn al-Kudāt-i Hamadhānī, Mujîr al-Dîn-i Baylakānī, Bahā al-Dīn Muhammad bin Muʿayyad-i Baghdādī, Nāsir-i Khusraw, and Falaqī-i Shirwānī, it is possible to draw a portrait of the dungeon and dungeon life during the Ghaznavīds and Great Seljūks. In the first series of the study, which is planned as two separate articles, the structural features of dungeon and dungeon life were specified based on the works of the same imprisoned poets and writers. In the aforementioned study, the following were identified as the structural features of dungeon: High location, unfavorable interior elements, narrowness, darkness and coldness. On the other hand, the following were identified as elements of dungeon life: Food inadequacy/absence, clothing inadequacy/absence, carpet inadequacy/absence, night depression and sleeplessness, occupation, being chained and the damage caused by the chain to the body. In this second series of the study, the physical and mental/emotional state of the prisoner in the dungeon will be discussed. In this context, the physical state of the prisoner in the dungeon was determined as dirtiness, weakness, bending of the waist and hunchback, yellowing and pallor of the face, aging and graying of the hair; and the mental/emotional state of the prisoner was determined as distortion of time perception, weeping, satisfaction with imprisonment, thoughts and attempts of escape, homesickness, loneliness and desolation, suffering of family members, reproach to hypocritical and unfaithful acquaintances, longing for friends, fellow countrymen and lovers.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | General Turkish History (Other) |
Journal Section | research Article |
Authors | |
Publication Date | September 30, 2025 |
Submission Date | September 26, 2024 |
Acceptance Date | April 4, 2025 |
Published in Issue | Year 2025 Volume: 10 Issue: 2 |
This work is licensed under a Creative Commons BY-NC-SA 2.0 (Attribution-Non Commercial-Share Alike).